Kalbim hangisine gidemezse, o bölümde. 

Korkularım ne zaman kaçamazsa, o zamanda. 

Şimdi içine biraz daha aşk mefhumu kattım, 

Bedenen bir yok oluş olduğunu bildiğim hâlde.

 

Ruhumu severek gelmişim meğerse buraya, 

Belki, sevmek alıp götürmüş buradan uzaklara.

Şimdi ise izlemeye doyamadığım bir manzara,

Etrafa saçıyor gibi bembeyaz ışıklarını adeta.


Orada, kapıda bekliyor habersizce sevgilim.

Biliyorum, vereceğim canımı dakikalar sonra.

Birçok kez ezberlediğim göz izleri, göz hizamda. 

Duyuyorum, ta ki çağırıyor derine zavallı ruhum.


Ona da haber vermeliler Tanrı'm, bu acı gözlerine.

Bir bardak saadet içip gelmişim dudaklarından. 

Yavaşça başladı avuç içlerim de karıncalanmaya,

Geçecektir zamanlar vedanın adını koyamadan. 

 

Sen toprağıma birkaç tohum serpiştir sevgilim, 

Filizlenmem için yeter bir iki damla gözyaşı.

Kabaran yüreğim için iyi değil çok ağlamak da,

Yeşermekte olan umutlarımı susuz da bırakma.


Vardır daha göremediğim vedalar fotoğraflarca, 

Zamanın ince çizgilerini çizmeye başladığımda, 

En uzun şiiri yazarım, kelimeler yetemediğinde,

Fakat hoşça kal diyebilmek için karaladım yine.