Mezarlık karıncası diye özel bir tür var.


İki dakika oturmaya gör bir mezar taşının yanına, iki dakika soluklanmaya gör birkaç merdivenin ucunda. Bakmaya gör biraz önünde yükselen uçsuz bucaksız karanlıklara, derhal örgütlenip başlıyorlar ayak bileklerinden ısırmaya.


"Kalk" diyorlar adeta.


"Kalk, kalk, kalk, kalk, kalk!"

"Yeter artık!"

"Her şeyi de bahane edip gelip akşamları burada oturup durma!"


İşe yaramıyor artık, diyebilmek farklı bir tür olgunluk gerektiriyor sanıyorum, yeni yeni anlamaya başladığım bir su bu. Burnumdan geliyor hızlıca içmeye kalktığımda. Fakat susuzluğumu da dindirmiyor yavaş yavaş yudumladığımda.


Evet, işe yaramıyor artık.


Biliyorsun, toprağın altındakinin haberi olmuyor doğum günlerinde gidip hediyeler bıraktığında. Romantik senaryolardasın. Olsun, bunda da utanılacak bir şey yok. Ama yalnızlığına kaçıp durduğun gerçeğini simli yapışkanlarla örtmek için mezarlıkları fon kartonu gibi kullanmaya devam ederek, yeni ödevler yapamazsın.


Örtemezsin.


Allah görüyor.


Sen görüyorsun yani. Aynı şey canım. Aynı şey.


Mezarlık karıncaları sonra, başka yerlerden de kovuyorlar seni yer buldukça. Duyuyorsun, dikkatlice dinlersen eğer.


"Bu insan sana iyi gelmiyor artık." diyorlar bazen.

"Bu ev artık senin yuvan değil."

"Bu hayal artık sana ait değil." ya da,

"Bu hayat artık küçük sana." gibi sözler de söylüyorlar zamanla.


Bunları kaldırabiliyorsun, bunlardan yüz çevirebiliyorsun zor da olsa.


Bir noktada gelip, "Bu kişi artık sen değilsin!" dediklerinde, önce biraz şaşırıyorsun cüretlerine.


Haklılar ama, değil mi? Haklılar. Tepkiyle muhalefet etmezsen hemen, görebiliyorsun, gözlerin kör olmadan bu gerçeğe.


Bu kişi artık ben değilim.


Üzerimden boşalan boş bir çuvalın içinden çıkar gibi çıkarıyorum kafamı sonsuzluğa; ama yine de bırakmıyorum çuvalı tümüyle, tam düşecekken tutuyorum belimin hizasında.


Canı yandığında gidecek kimsesi olmayan insan nasıl bırakır 30 senedir taşıdığı halini birden?


Uğruna dünyaya geldiğim sevgilim, bana karıncalarından daha çok gönder. Usul usul çekiştirsinler paçalarımdan. Usul usul kemirsinler iplerimi.


Yardım etsinler bana, çünkü korkudan ağlaya ağlaya bırakıyorum kendi elimi.


Tutmak için, hiç tanımadığım başka bir kendimin elini..