Derileri çiçeklerle kazınmış cesetler,

bir öpücükle

kurbağaya dönüverecek.

Güneş, kan gibi

boyanacak ilmek ilmek,

kızıllığında tabutlu tebessüm yansımaları.

Mezarlıktan yankılar bulutlu.

“Ölüm git başımdan”

Sürükleniyor gece,

bir uzun meltemle.

Kara gözleri açık gitmiş, yazık.

Ellerinde yanık izleri,

açık yaraları bombalar

patlatıyor yüreğinde.

Kömür rengi teni parlıyor.

Boş tarlalarda iteleniyor

birkaç kaba ayak.

Şu otuz sekiz numara olmalı.

Bu da topuklarını

vura vura gezenlerden olsa gerek.

Çürük, bozuk

en çok da bayat kalp kokusu

sinmiş solucanlar

azami hız sınırının altında seyrediyor.

Her şey yolunda dünya.

Kırmızı böcekler bir köşede oynuyor.

Bir çocuk ellerini siliyor

annesinin eteğine,

solgun güllerden atıyor dereye.

Sular çekiliyor,

buz gibi bir kuruluk.

Tutuşuyor güllü dere

oğlanın gözlerinde.

2014