Momo, insana karşısındakini bölmeden dinlemenin ve zamanın kıymetini en iyi anlatan fantastik kitaplardan biri. Ancak kitap fantastik olmasına rağmen gerçekle iç içe ilerliyor. Bizi bir yandan çocukluğumuza götürüyor bir yandan da günümüze ışık tutuyor. Zamanımızı kıymetli kılmaya çalışırken nasıl da hayatımızdan çaldığımızı gözler önüne seriyor.
Sanayi devriminden sonra makineleşen insanlar, ilgisiz kalan, sisteme mekanikleştirilmek için emanet edilen çocuklar, tekdüze mimariler, tekrarlayan diyaloglar, duygusuz, düşüncesiz, renksiz hayatlar... Tam da bunların farkına varıyoruz okudukça. Her karakter aslında hayatımızın tam da ortasında yer alan baş kahramanlarımızı simgeliyor. Kapitalizm ve postmodern sistemin insanlara etkisini öyle güzel anlatıyor ki kapılıp gidiyorsunuz. Bir solukta okunup sürekli kendi yaşamımızı sorgulatacak bir kitap. Şiddetle tavsiye ederim.