Öyle bekledim ki

Asfalt ayaklanıp gidecekti bıraksalar

Gökte bir olay yaşandı

Siren sesleri gibi 

Yıldırıma basarak geceye tırmananları

Kıvrımlara odaklanarak takip ediyorum 

Kötü bir halüsinatif

Topuğumda karıncalanan korku 


Tüm bu karışıklığın ortasında

Beni umursamayanlar oldu

Her şeyin benini tanıdım


Ben dedim çukurda biriken sudan yansıyan yüzüme

Ayağımla buluştuğunda uykudan sıçrar gibi sinirlenen benim

Yaya yoluna park etmiş araç da

Burak da bendim bir süre

Sonra yağmur kesildi kesiktim

Sesin yetim sayıldığı bir anı var kavganın

Annesiydim

Aceleci insanların benliğinde dinlendim bir miktar 

Ölüme varacağını bile bile hızlanan ben

Yeri gelince çaresizlik kadar ağır ve yavaştım

Uzun süre bekledim bunun için

Hatta bir ara tanrılar da ayrıldı

Yatıştı gök

O ara bir tek kendi benim olamayacağımı anladım


Vaktim yok böyle şeylere

Ben

Bu boşlukta bir yıldırımla yargılanmayı bekleyen ben

Yine de tepemde durmadığı için memnunum

Tanrıyı ben olmamakla ithaf ederken

Elimin altında bir kopya kağıdı varmış gibi hissediyorum 


Belki de bu kavgayı ayırmalıyım

Belki cezamı çekersem hafifler ruhum

Derken sesin bedenini itmesinden olacak

Babam uyandı

O da benim gibi kendi babasının rüyasını reddediyordu

O da kendisinin beni

O da benim gibi kendi babası oldu


Adını anmadım hiç

Bir kalabalıkta yüzünü görmeyeye çalışmak gibiydi

Fırtınanın ortasında dingin bir toz

Kayadan koparılmaya hevesleniyor

Belki ben başlattım bilemem

Bu işin seni beni yok Ekber


O kadar bekledim ki ölürken

Elimdeki bıçağı uzvum zannettiler