Bir yanım çiçek bahçesi bir yanım kara gece.

Bir gözüm sisli orman; kederden hallice.

Diğer gözüm kilidi açılamayan çeyiz sandığı,

Umutlarına nazar değmiş fikrimce. 


Şimdi gerçekler kurşun gibi yağıyor üzerime,

Ne söylesem az kalır etrafımdaki nankörlüğe.

Ruhumu gönderdim kıymetli bir mihrâba,

Dualarımsa vaktini bekliyor yastığımın altında.


Dört yana ayrılmış karanlık yollara koyuldum,

Seni ararken nefsimin tuzaklarına düştüm.

Ah canımdaki sonsuz misafir,

Senin yorganını misk-i amberle ördüm.


Ortalık yerde kalmış kalbim,

Ayaklar altında ezilmiş acımasızca.

Avuç avuç toplarken parçalarını,

Kulak tıkamışım ruhumun çığlıklarına. 

Derler ki:

Bir kez horgörülürsen başkalarının önünde, 

Görmezden gelinir yaptığın her iyilik onların nezninde.

Zat-ı şahanenden gelecek ne varsa başım gözüm üstüne.

Ama farz-ı misal; hor görsen hayal kırıklığına tutulup,

Kaş da çatsan gölgeme, amenna der sarılırım ellerine. 


Şu vakitler sol yanımda kendini gizleyen bir sızı var.

Yeri dolmayacak korkutucu bir boşluk. 

Kalbimi çekip çıkabilseydim eğer yerinden, 

Su getirir yıkardım bin dereden.


Ey ucu bucağı olmayan kudretli sema,

Fark etmeden kayboldum dev kollarında.

Öfkeni yağmurdan evvel yağdırma,

Vurmasın keskin kılıcın güçsüz vücuduma...