Mitoloji ve Ulus


''Bir ulusu ulus yapan nedir? Cevaplamama izin verin. Tabii ki de mitoloji. Eğer tarihten veya ulusunuzdan mitolojiyi silerseniz geriye hiçbir şeyin kalmadığını görürsünüz.''

Hakan Kaya


Mitoloji, Yunancada ''mithos'', söylenen ya da duyulan söz anlamına geliyor. Aynı zamanda da ''geçmişte söylenenlerin tekrar edilmesi'' gibi anlamları bulunmakta. Türkçe karşılığı ise "söylence bilimi"dir. Bir diğer adı ise ''halap'', yani masal sözcüğünden türemiştir.


Yani genel olarak mitolojiye masal lakabını takıyoruz. Bence yaptığımız en büyük hata bu. Türkçede ilk anlamına bakalım: Söylence bilimi. Aslında burada mitolojinin ne kadar önemli olduğu hatta bir bilim olduğu kabul ediliyor. Bana göre mitoloji sadece bilim, yani ilimdir. Bunu ne kadar kabul etmesek de mitolojinin hayatımızdaki önemi büyük. Özellikle Türk toplumunda yaşıyorsak bunu göz ardı etmemek gerekir. Çünkü biz ve bizim gibiler genellikle mitolojiyi masal, uydurma, saçma şeyler olarak görüyoruz. Yalan yok, okumaya başlamadan önce ben de öyle düşünüyordum. Hatta hocalarım bile öyle düşünüyordu. Ama daha sonra elime bir kitap aldım ve okumaya başladım. Beni mitolojinin derinliklerine götürdü ve işte o an mitolojinin bir masal değil, bir inanç olduğunu öğrendim. Nasıl mı?


Şimdi, kendinizi o zamanlardaki insanların yerine koyun. Yunan mitolojisini ele alalım. Bir denizcisiniz. Okyanusa açılıyorsunuz ve geminiz bir anda su almaya başlıyor, ne yaparsınız? Cevabı basit, tutunacak bir dal ararsınız. Ve bunu sağlamanın en kolay yolu dua etmektir. Aslında Yunan mitolojisinin bize anlatmak istediği net bir cevap var: Zeus gökyüzünü, Hades ateşi ve Poseidon denizleri temsil ediyor. Yani burada vermek istedikleri cevap şu şekilde: ''Biz evreniz. Evrenin her köşesinde biz varız. Bizi önemli kılan da bu. Asla eskimeyeceğiz çünkü biz var olanlarız.''


Denizci hikâyesine devam edelim. O denizci, işte o anda dua etmeye başlar. ''Denizlerin tanrısı. Lütfen, lütfen beni bu dalgalardan koru." İşte o an, "tanrı" kavramının ne olduğunu anlar ve şans eseri oradan kurtulur. Ve bunu arkadaşlarına anlatır, kulaktan kulağa bu olay yayılır ve bir inanç ortaya çıkar. Artık denizciler, başlarına kötü bir şey geldiğinde tanrıya dua edeceklerdir. Ama bir şey eksik, o da tanrının ismi. O yüzden gökyüzünü inceler, evreni inceler ve kesin bir cevap ararlar. Bulduklarında ise iş bitmiştir.


Peki ya mitolojinin dünya dinleri arasında neden yeri yok? Yani neden Hristiyanlık, İslam, Yahudilik, Budizm, Maniheizm gibi net bir ismi yok. Siz hiç duydunuz mu "Ben Yunan mitlerine inanıyorum; ben Zeus'a iman ediyorum, ona inanıyorum." diyeni? Duyamazsınız çünkü artık insanoğlu onları masal olarak görüyor ve işte en büyük hatalarını yapıyorlar. Eğer tarihimiz ve tarihler, mitolojiyi korusalardı yani ona değer verselerdi, şu anda Zeus'un ismi iç çamaşırı markası olmazdı. Ama maalesef durum bu. İnsanoğlu değer veremedi ve vermemeye devam ediyor. Eğer böyle giderse binlerce yıl sonra dünya dinleri de bu olaydan nasibini alacak. Yani yakında ''İsa iç çamaşırı, bunu giydiğiniz zaman suda yürüyor gibi hissedeceksiniz.'' gibi bir reklam görürseniz kesinlikle şaşırmayın.


Yani burada uluslara -yani bizlere- önemli bir görev düşüyor. Lütfen dininize sahip çıkın. Onu eskitmeyin ve bulduğunuz her fırsatta onu savunun. Ve en önemlisi diğer dinlere saygı duyun. Bu bir Hristiyan da olabilir, Şamanizm inancına sahip olan biri de.


Türk mitolojisi. Şu anda önemini sürdürmeye devam ediyor çünkü Orta Asya Türkleri buna sahip çıktı. Eğer araştırırsanız ve belgeseller de izliyorsanız Şamanizm inancına sahip birçok insan görebilirsiniz. Yani Türklerin canlı mitolojik olguları vardır. Ama maalesef dünya mitolojileri bu özelliğini kaybetmiştir. Şu anda ''Yunan mitlerine'' inanan kişi sayısı oldukça azdır. Hatta şu anda Şamanizm inancında oldukça yüksek bir artış olduğunu görebilirsiniz. Şunu net olarak söyleyebilirim ki felsefe, tarih, sosyoloji veya tüm bilimler mitolojiden çıkmaktadır ve ana kaynağı mitlerdir. Mitlerin en önemli özelliği inanca bağlı olmasıdır, yani onu temsil etmesidir.


Ve Türk mitolojisinin en büyük şanssızlığı şu anda hiçbir lisede müfredat olarak bu derslerin işlenmemesidir. O yüzden dünya mitleri arasında yerimizi alamıyoruz. Ne zaman bu hatamızın farkına varır ve mitolojiyi ders olarak işlersek işte o zaman toplum olarak iyi bir yola gireriz.

Son olarak eski bilgelerin bir sözü var: ''Bütün bilimlerin anası tarih, onun da asıl kaynağı mitolojidir."


Yazımı Türk mitolojisinin önemli temsilcisi, kitapları ile bizi aydınlatan Necati Gültepe'nin bir sözü ile bitirmek istiyorum:

''Türk mitolojisi gibi muazzam bir hazineden, yani toplumsal alt şuurdan yoksun olduğumuzdan millet olarak sosyal ve siyasal problemlerle baş edemez durumdayız.''