Uyandım 

Bi taşa oturdum 

Etraf yabancıydı ve karanlık

Taş soğuk 

Acı bi tadı vardı bu sabah sigaranın 

Ve kardeşim uzakta 


Uyandım bi taşa oturdum 

Arkamda koca bi bina vardı 

Solumda gri bi duvar 

Bi adam 5. Kattan aşağı izmarit fırlattı

Sonra 5. Kattan aşağı bana baktı 

Bilmiyorum bi özür bekledim belki 

Bi el işareti kusura kalma gibisinden 

Bi işaret 

İzmarit ayak ucuma düştü 

Ve sonra bana bakıp az yanıma tükürdü 


Yürüdüm 

Koca bi tepe, hırçın bi rampa 

Yoruldum 

Düz ayaktır benim memleketim 

Bu kadar dik yokuş yoktur 

Burda koca yedi tepe 

Ama ben şimdi sana çok uzağım anne 


Yoruldum geçmedi yorgunluğum 

Bitmedi bağırışlar 

Yetmedi çektiğim acı 

Zaten hep böyle değil midir? 

Hep biraz daha fazlası

Kırgınlıklarım 

Avuntularım 

Emrenin 4. Sınıfta bana verdiği simit 

Ve askerde yanına bile yaklaşmadığım arkadaşım 

O yokuş,  o dik rampa sorgulatır her şeyi 

Ben yürürken o her şeyi sorguladım 



Arka mahalledeki Endonezyalı kız 

Masöz, temiz yüzlü 

Hava soğuk terlik giymiş

Oturduk bi yerde işte 

Sonra konuşamadık 

Zor bi dil türkçe 


Bekleyin geliyorum 

Yukarda kediler miyavlıyor 



🎶 Hello, is this your house