Hayatımızı değiştiren bilimsel buluş ya da gelişmelerin bazıları tesadüfler sonucu gerçekleşmiştir. Bunlardan ikisi ise moda ve ilaç sektöründeki keşiflerdir. William Perkin, 19. yüzyıl Victoria İngiltere’sinde sıtmaya karşı bilimsel bir ilaç bulmak için çalışan bir kimyacıydı. Sıtma konusunda başarısız olan Perkin, daha sonra kömür katranından elde edilen alil toluidin denilen anilin türevi bir madde üzerinde çalıştı. Anilin ise yabancı maddeler içeriyordu. Perkin daha sonra kinin üzerinde de deneyler yaptı ancak başarıyı yakalayamadı. Başarısız kinin deneyinden sonra Perkin garip bir şey gözlemledi. Kininden geriye kalan siyah tortunun su ile yıkandığında parlak mora döndüğünü keşfetti. Bu ise Perkin’i ileride zengin edecek olan gelişmelerin yolunu açan şeydi, çünkü Perkin endüstriyel olarak kullanılabilecek mor rengi bulmuştu. Tarihin bu zamanına kadar insanlar kıyafet için çok fazla renk seçeneğine sahip değildi. Mavi ve mor renklerse çok rağbet görüyordu. Perkin, vakit kaybetmeden tesadüfen keşfettiği mor boyanın patentini aldı. Ardından Londra’nın kuzeybatısında bir fabrika kurdu ve bunu takip eden yıllarda Perkin zengin oldu. Almanya’nın her tarafında kısa sürede kömür katranı boya işletmeleri türedi. Bol miktarda yeni sentetik boya bulundu ve Alman boya işletmeleri dünyaya öncülük etti.
Katran üzerinde ise çalışan başka bir isim vardı. 1840’larda Hofmann katranlı yağı analiz etti ve içinde anilin ve benzol bulunduğunu tespit etti. Anilin ve benzol endüstriyel ve ticari olarak çok önemli hâle gelecekti. Çünkü leylak rengi, anilin mavisi, sarısı ve moru gibi renkler genç anilin boya endüstrisinin katrandan ürettiği en önemli renklerdi. Bu gelişmeler bağlamında Almanya’nın her tarafında açılan fabrika araştırma laboratuvarları bilimsel araştırma tekniklerine değişiklikler getirdi ve böylece insanın doğa üzerindeki kontrolü doğdu. Bu fabrika laboratuvarları boya endüstrisini ilaç endüstrisine dönüştürdü.
Tıbbi ilaçlar, anestetiklerin yaygın kullanılmaya başladığı bir dönem olması sebebiyle 1880’li ve 1890’lı yıllarda itibar kazandı. Antiseptikler ise işletmelerin yıllardır boya maddesi bileşenleri olarak kullandığı fenollerdi. Yani ilaç sektörü için önemli olan antiseptikler ve anestetikler hâli hazırda boya işletmelerinde moda sektörü için kullanılıyordu. Dr. Ludwig Knorr, leylak renginin keşfindeki gibi diğerleri ile benzer şekilde bazı deneylerde kinin maddesini ararken ürettiği pirazolon bileşiğinin ağrı kesici ve ateş düşürücü özelliklere sahip olduğunu keşfetti. Böylelikle antipretik ve analjezik ilaçlar keşfedilmiş oldu. Ardından bunları sakinleştiriciler ve aspirinler izledi ve ilaç sektörü gelişti. Kısacası belirli bir düzeyde hayat kurtaran ağrı kesiciler, ateş düşürücüler ve aspirinler tesadüfler zinciri ile keşfedildi ve ardından ilaç endüstrisi hızla gelişti.