İçimde kavgalar birikiyor biriktikçe

sevdiklerimin mezarlarını kazıyorum ellerimle

içten içe büyüyen bir kinle

adına hayat denilen şeyle kavgamı verirken

yüreğimdeki mezarlıkta çöküp kalmışım,

sessizce ve kimsesizce için için yas tutuyorum

ve bağırıyorum yumruklarımı sıkıp

şu türkülerde adına felek denilen kimseye;

''ben kimim?''


Yüreğimde bir mezarlık ve aklımdaysa

kendi tabutum ile

Prometheus oluyorum bir anda,

bir anda koca dünyayı sırtımda taşıyorum

kıyamet diyorum, kıyamet kopsun da

verilsin hükmüm yanayım ateşler içinde

Rab, tüm kulların cennet isterken

ben, cehennemine de razıyım

yeter ki bitsin dünya sürgünüm benim

Sahi Rab, ne zaman kopacak kıyametin?


Geçmişten bana miras kaldı yas

ve geleceğe karşı sıktım yumruklarımı kinle

neydim, ne oldum, ne olacağım?

kader denilen bilmeceye büktüm boynumu


Dört bir yanımı sarmış ölümün kokusu

ve ben arıyorum kendimi

bu çağın modern dervişiyim ben

tek aradığımsa kaybolan masumiyetimdir

neredesin benim masumiyetim?


Büyüdükçe korkar oldum büyümekten

korkuyorum insanlardan

düştüğüm kuyuda ben ve yalnızlığım

yetiyoruz birbirimize

çekilin kuyumun başından,

köşe bucak kaçtım kaçtım sizden,

kapamayın güneşimi yeter...