Doğa, kapalı bir kutu gibi. İçinde bizi şaşırtacak trilyonlarca şeye sahip. Bunun için yalnızca nasıl bakmamız gerektiğini bilmeliyiz. Her gün içtiğimiz su ya da soluduğumuz hava, gördüğümüz bitkiler, atmosferi oluşturan gazlar doğanın kendisidir aslında ve bu bize bir yerde doğanın atomlar ve moleküllerden oluştuğunu da gösterir. Durum bu iken bizi ve tüm çevremizi oluşturan bu yapıya daha küçük, mikroskobik ölçekte baktığımızda ilginç şeyler karşılıyor bizi. Atomların ve moleküllerin düzeni, hakimiyeti ve yapısı. Su… En basit anlamda su; fiziksel olarak akışkan, soğuk ve canlılar için bir hayat kaynağıdır. Ancak suyu da atomik ve molekül ölçeğinde incelediğimizde çok farklıdır aslında. İki hidrojen ve bir oksijen atomu birleşerek su molekülünü oluşturur. Suyun akışkan, sıvı, soğuk ve söndürücü makro yapısının aksine hidrojen ve oksijen atomları oldukça farklı doğaya ve yapıya sahiptirler. Hidrojen atomu da oksijen atomu da yanıcı özelliktedir ancak bir araya gelip birleştiklerin de yanan bir şeyleri söndürmek için kullandığımız suya dönüşür. Yani oksijen ve hidrojen atomları bir araya gelip birleşerek bambaşka ve işlevsel bir yapı oluştururlar. Karbondioksit molekülünü düşünelim. Karbon ve oksijen atomları birleşerek tamamen farklı ve doğa için çok gerekli temel bir molekülü oluştururlar. Özgün atom yapıları ve doğasından öyle farklı ve gereklidir ki bu, bitkiler için hayati öneme sahiptir. Her bir atom molekül oluştururken kendi eşsiz özelliklerini ve yeteneklerini işin içine katar ve sonunda oluşan yapı atomlardan bambaşka özelliklere sahip, işlevsel ve çok daha etkilidir. Yalnızca karbonu düşündüğümüzde de söylenecek şeyler vardır. Molekül formunda olan karbon atomları tek bir karbon atomundan yapısal olarak farklıdır. Birleşip parçalanabilen ve farklılıklara dönüşüp evrilebilen bu duruma doğanın başkalaşabilmesinin felsefi önemi de denilebilir.

 

Doğada olduğu gibi dünyayı değiştiren şeyler her zaman için bir insan topluluğunun elinden çıkmıştır. İnsanoğlu yetenekli ya da yeteneksiz olsun bir araya gelip birleştiğinde birey olduğundakinden çok daha başarılı ve etkileyici olmaktadır. Her bir kişi bir amaç ya da herhangi bir iş için birleştiğinde kendisinin yapabileceğinden çok daha büyük ve farklı sonuçlar yakalar. Tek bir kişi çok iyi keman çalsa da iyi şarkı söyleyemeyebilir. Bir matematikçi çok yetkin bir şekilde matematik problemi çözebilse de evrendeki problemlerin çözümlerini net göremeyebilir. Biri çok iyi metin yazabilse de o metni insanlara çok iyi anlatamayabilir…

Ancak kemancı bir vokal ile hatta bir orkestra ile, matematikçi bir fizikçi ile, yazar bir hitabet ustası ile kısacası insanlar diğer insanlarla bir araya gelip topluluklar oluşturduğunda doğadaki moleküller gibi çok daha başarılı, işlevsel ve bireysel doğalarından çok daha farklı ve etkileyici işler ortaya çıkarırlar. Bu bağlamda moleküllerin doğası ile bizim doğamız arasında büyük bir benzerlik vardır.