Sen sesimi yankısız koyan dağ.

Bu dil hangi ülkenin dili


Unutulmuş ülkelerin ve zakkumların

Bir şarkısını ezberliyorum


Eteğinde bir taş varsa

Dilimin altına koymaya hazırım


Senin sessizliğin kör ediyor

Ölüm, kuleler ve ağıt


Bu kadar gelebiliyorsa sesin

Bu kadar gelebiliyordur. Peki.


Bir kral değil bir şövalye değil

Belki gençten bir kılıç prensi 


İsyan şiiriymiş, sevda türküsüymüş

Kim inandırdı bunlara beni?


Ne periyim ne bir imparatoriçe

Hatalı eksik sade ve kendim


Uzaktan kuklaların senin olabilir 

Bana sorsan ellerin derdim


Beni tespit edip dillere çevir

Açık konuşmak gerekirse susarsın


Ne kal ne git diyor sözün

Sorsan atomu parçalarsın


Net, doğru, gerçek ve şeffaf

Var mı bu kelimeler dimağında?


Bir kaplan gibi cesur ve atik

Bir gül gibi taşıyan bağrında.


Sanmam, erkekliğin yüzde doksanı

Türlü türlü öğretildi bize


Sen inanmıyorsun de yine hadi

Bunun da suçlusu ben olayım


Kabul her çıkmazın sonunda

Her yolun sonunda hem


Merdivenlerin, yolların, ağaçların

Üstünde yazmıyorsa adım


Her şeyin suçlusu benim

Ben, hiç olmamış bir kadın.