Beni gözlerinin değil ruhunun gördüğünce sev. Kalk ve çay demle. Ki sevgimiz kadar karanlık.
Bedenine ulaşmadığım ama ruhunun en ince ayrıntısına kadar tattığım kadın! Gözlerini birde benden gör.
Tanrının yaşatma cezasına karşın, lütuf parçası sesini bir de benden duy.
Kalkta çay koy. Yağmurun kokusuna sal zihnini de birde benden düş kur.
Aynaya bakmana gerek yok sadece kendine birde benden bak.
Mualla'nın en güzel hâli beni tuttuğun kepaze hayatın derinliğine gelde benimle dal.
Dal ki beni kendinde bul. Sonra sev beni tanrı sevgiyi yasaklayamasın.
Bak tatlı kızım! Ruhumuz büyüdü ayrı yerde tek bir hâlde. Gör bendeki saklı beni. Gör ki seni sevmenin huzurunu bileyim.
Ah kızım, seni sevmenin ne demek olduğunu bil! Bil ki seni sensiz seveyim.
Saçlarını okşayayım tanrı izin verdiğince.
Dudaklarını tadayım tanrı izin vermese de.
Tarifsizlikle tarif edeyim sana içimin yaman duvarlarını.
Ama sen anla.
Dokun o duvarlara. Vur! yaralansın elin.
Kır bütün parçalarını tozları içime dökülsün. Şüphesiz o duvarları kırmak sana mahsustur.
Perdeyi kaldırma bana. Bana sadece ışığı aç.
Saç saçlarını bedenimin üstüne.
Tadına doyamadığım gözlerini soy bana.
Koy bana bir bardak daha koy. Bitmedi daha. çek şu tabureyi dinlemesin yerinde, arşında
Kaz tırnaklarınla bedenimi. İşte çırılçıplak ruhum karşında.
Dokun, hissedebilirsin. Öp, yanaklarını koy omuzlarına. Sokul az daha yoksa kaybolacak.
Aybolacak tanrıya. Onun vermediği şefkate sahipsin. Ay bulacak bizi altında daha parlakken.
Fazla anlatamam ben gözlerime bak. Kalk can evimi gör. Ör bütün ağlarınla, doldur o duvarların boşluklarını.
Öldür, söndür ışıkları rahat değilim. Beni, seni tüm bu insanları. Evet rahat değilim.
Gömdür bendeki kötülüğü. Karanlığımdan sadece gözlerini göreyim.