Aklım senin ülken olmuş
başımda değil.
Boğazımdaki düğümleri yutarak doyuyorum.
Takılı kalıyor kokun ta şuramda
Kan ter içinde boğuluyorum.
Kendime gelene kadar kendimden geçiyorum.
Kendime gelmek için hep sana uğruyorum.
Nasıl bir denklemin içindeyim?
Çözmedim, bilmiyorum.
İnsan ömründe kaç mektup okur?
Beş? Altı?
Yirmi beş?
Her yaşıma bir mektup sığdırmaya çalıştım
Yaşım oldu seksen beş.
İlk rakamların heyecanı ile kurmuşum hayalini
Daha sonra çift sayıların hengamesi.
Otuz kere oturmuşum bir kaldırıma
Kırk kere kırılmış,
Elli kere uzanmış ellerim boş mezarlıklara.
Yetmiş mi?
Yetmemiş!
Hasret yelkeni açmış deniz üstü seyirde.
Fırtına çıkmış, deniz desen alabora
Güneş almış rengini garbın yolunda.
Bulutlar alçak, ha yağdı ha yağacak
Parmak uçların demir parmaklıklarda.
Olması gereken yeri sorguluyor sürekli saçlarım.
Yanaklarımdaki çukurları sel basmış.
Bir türkü tutturmuş dilim, gönlüm ardında.
Direniyoruz hep bir afak altında.
Ha unutmadan sevgilim
Şunu da söylemek isterim.
"Ben senin müebbetlik ömrüne talibim."
Emel Eroğlu 🌜
2020-10-18T01:51:45+03:00Yorumun, düşüncen çok değerli Serhat, teşekkür ederim 😊
Serhat Tepe
2020-10-18T01:37:54+03:00Girişteki anlatım biraz alışılmış olsa da sonradan renklenmiş ve tat bulmuş bir şiir. Ben beğendim, elinize sağlık.
Emel Eroğlu 🌜
2020-10-09T07:13:29+03:00@kerem o küçük gülümseme benim için çok önemli teşekkür ederim :) @İbrahim beğenmenize çok sevindim, eksik olmayın :)
İbrahim
2020-10-08T23:12:50+03:00Bir çırpıda okudum. Aktı gitti. Kaleminize sağlık.
Kerem Aktı
2020-10-08T22:56:54+03:00Böyle bir şiir okuduğumda
Bir tebessüm oluyor yüzümde
Kalemine sağlık :)