Aklım senin ülken olmuş

başımda değil. 

Boğazımdaki düğümleri yutarak doyuyorum.

Takılı kalıyor kokun ta şuramda

Kan ter içinde boğuluyorum. 

Kendime gelene kadar kendimden geçiyorum.

Kendime gelmek için hep sana uğruyorum.


Nasıl bir denklemin içindeyim? 

Çözmedim, bilmiyorum.

İnsan ömründe kaç mektup okur? 

Beş? Altı?

Yirmi beş? 

Her yaşıma bir mektup sığdırmaya çalıştım

Yaşım oldu seksen beş.  


İlk rakamların heyecanı ile kurmuşum hayalini

Daha sonra çift sayıların hengamesi. 

Otuz kere oturmuşum bir kaldırıma

Kırk kere kırılmış, 

Elli kere uzanmış ellerim boş mezarlıklara. 

Yetmiş mi?

Yetmemiş!


Hasret yelkeni açmış deniz üstü seyirde.  

Fırtına çıkmış, deniz desen alabora 

Güneş almış rengini garbın yolunda.

Bulutlar alçak, ha yağdı ha yağacak

Parmak uçların demir parmaklıklarda. 

Olması gereken yeri sorguluyor sürekli saçlarım.

Yanaklarımdaki çukurları sel basmış. 

Bir türkü tutturmuş dilim, gönlüm ardında. 

Direniyoruz hep bir afak altında.  


Ha unutmadan sevgilim

Şunu da söylemek isterim. 

"Ben senin müebbetlik ömrüne talibim."