ellerini yetim bulutlara emanet et nadide

ellerim cebimde ölmesini de bilirim ben


serpe ser esrarlı kelamını ve lafzatullah

nasıl okunur unutalım varmadan sabah

tarlada doğur beni, günahımı yük bilirim

güneşe düşür omzumu, indir kaşımı

vallahi kaldıracağım başımı

dârra tabi değilim


ayaktan kesildi mi meram, bahset nadide

ellerim tebeşir kokuyor, önlüğümde kan izi

baruttan kıvrak ve keskin kılıçtan

konuşarak öldürdün mü hiç birini


dağ kuşlarına haber sal, yıksınlar mabedi

çocuk ölüleri girmesin cami avlularına

onlar değil miydi sopayla kovan bizi

bu çılgınlık, şeytan ıslıklarına denk değil

yaşamak kaygısıyla direnen inkârımız

marşlara düşen ezan sesi

insan kurduysa kendinin

bu koyunlar neyin nesi


dallarım kesik yüz tutmuşum bahara, isyana

kahvehane önlerinde, köy kerhanelerinde

dayaktan divaneye dönmüşüm nadide

belimi kırmışlar, karnımda ince bir sancı

tövbe etmeden kes dillerini keseceksen

zamanla büyüdük, zaman neyin ilacı


kanı yararak çıktığımız besbelli alem

kahraman gibi karşılanmayacaksın

unut bunu

sen mermeri eksik bir müteveffa

bunu da


maktul mezara, katil hapise

maktul mezarda, katil azade