Aram Tigran penaber diyor

Ürkek keklikler seyre dalıyor

Penaber penaber...

Babamın yasaklardan aşırdığı kaset

Büyülü bir gerçekliğe davet ediyor

Bağdaş kurmuş kadınlar

Geldikleri yolu anlatıyor gözleriyle

Ağıt oluyor sessizlikleri yorulduklarında

Homurdanan sobanın da dediği gibi

Zor yaşamak denen

Penaber penaber

Amber kokulu köle kız

Siyah gözlerinin kara yazgısı

Ne de okunaklı öyle

Bin yıldır sağır göğün altında

Kör yıldızlara tapındın

Bir giz kalmayana dek soyun hadi

Gir koynuna gecenin

Kim sarar seni karanlıktan başka

Uzun saçlarından başka neyin kalmış

Sarıl onlara uyu şimdi

Kıyılara vuran cesetler doğur rüyalarında

Ufacık olsunlar avuç içi alacak kadar

Öyle ufak olsunlar ki göz görmesin

Penaber penaber

Sitemli istencin Ağu olsun

Gömütlerinde fısılda

Duymasın kimseler ölülerinden başka

Baharın da vardı senin değil mi?

Umudun ağaç gibi

Tek dalında binlercesi meyvenin

Bir damla su ile binlerce tek hücreli doyurdun

Bileklerin ki çiçek açmış

Penaber penaber

Sığınmacı denemez sana

Göç curnatasındaki muhabbet kuşu

Balçık taşıyan atanın nazlı garibi

Konacaksa adın bir buluta yaraşır

Kanat çırpışın boğulmamak için yağmurda

Penaber penaber

Hangi peygamber çatışmadı seninle söyle

Her dilde yasaksın her kulakta olsa da tının

Oysa hiçbir kitap kalın değildi alnın kadar

Bütün seversin de yaşamayı

Neylersin vatanın yok senin