İsminde ay geçerken benden güneş istemektesin

Seni bulana kadar zifiri siste bekledim

Ne sen geldin ne ben yolunda pes ettim

Ellerin kirpiklerime ses etti


Anılarım güneşle aynı anda gömüldü

Ruh bedende beden ise bu dünyada ömürlük

Yollar ateşti ayaklarım zift kömürü

Yanar yanar durur da buzul kaplı görünür


Bir mum gibiydim oksijenine muhtaç

Kıran sen isen direnemez kalp

Hayal gücün seninle bunca olaya düş kurarken

Kalanlar neden olur ki gidene muhtaç


Bir kere dönersen de geldim dersin

Bu deli çok zeki ama fazla densiz

Biraz umutsuz bir parça sensiz

Çöllerinden kurtuldum sana karla geldim


Bazen hisseder dile gelir kalem

Kadere dur derim de lâkin gidene dur demem

Sanata öksüz kaldı ruh beden

Seninle yaşlanmaktı tek neşem


Adımlarına ömür bağlamışken

Kahırlarına yönüm dönük ağla içten

Sensiz geçen günlerime ağlamışken

Ses tonunda kayboldum da sağırım işte


Sargılı kalbim yumaktan oyuncağın yıllardır

Seni ne kadar sevdiysem tam o kadar da yıprandım

Gözlerim parçalandı seni görmediğim her dakika

Dışlandım suçlandım bir o kadar da hırpalandım


Güneş benim için alevden uzak kor kadardı

Sen yazdın ama bana hep sonbahardın

Ben yazdım bundan sonra olma artık

Gözümde büyüttüm seni basit bir yol kadardın


O yolda yürümek için ciğerlerime meydan okudum

Gönül patikalarda volta atıp ömür dokudu

Hayal gücün gökyüzünden bile çok uçsuz

Ben çok sigara içiyorum ve sen bana hep yokuşsun


Geçtikçe günler yıkılıyor kumdan kalem

Sırtında çiftleşen ak mumdan kanat

Sende yaramı deş kabuktan kanat

Uğramasın hiç kahırlar sana


Yitik ormanın bitik değersiz ağacıyım

Doğada bulduğum yaşamda sağlığına duacıyım

Kaç kere geri çevirdin ahımı

Takınma şu yabancı tavrını


Neredesin hangi gölün kenarlarında

Hangi ahşap kaplı evin dökülmüş tavanlarında

Hangi zamanların hangi saat aralığında

Ve ruhum daralmakta bir kere dahi aramadığından


Rüzgarlar bile yanımdan içten bir ahla geçti

Gülüşün suretime gecen sabahlarıma eşsiz

Sen gidince dinlediğimiz şarkılar birer birer

Beni yakalayıp anılarımla dalga geçti


Bitmek bilmemekte kilometreler

Düşene herkes vuruyor etme sen

Ah bir gelsen bir de sen etmesen

Özleme bürünüyor bu et beden


Kibritler can verirdi karanfilden şatoma

Şehrimden yanına kaçtı aklım iyi bak ona

Eksilmek yaşadığım artı elli kilodan ileri gidemedim

Bu muydu bu dünyada hak olan


Kusurlarını bulmak için aynaya baktım

Güneşle buluşsam da kaynamaz artık bu kalbim

Esaret altındadır yüzünü sayfama yazdım

Gözlerin gülüşlerimi çalmaya kalktı


Pencerenden izlediğin efkar yüklü yağmurum

Huzurunda ayaklanmış onca dağ durur

Sen benim Piraye'msin Piraye'mdin

Kalbindeki boşluklara yaz bunu


Şimdi kim bilir ben neredeyimdir

Sana hiç yazmamak ise derde bindi

Buz kesti duygularım gel de giydir

Dünyada iki kişiye güvendim biri sendin biri ben değildim


Habersiz oldu gelişim yine de geç kaldım

Bakıyorum yıldızlar sözlerime pek dargın

Öyle olmasaydı saklanmazdılar

Onlar da gittiğinde gökyüzünde kapkara bir renk kaldı


Bütün bu hatalarımı dök yüzüme

Kirpiklerim boğulmakta bin hüzne

Elmastan tepsilerde sunmak için bakıyorum da

Volkanlar aşmam lazım hem de bir düzine


Perde çöken gözlerimden hesap sormak istiyorsun

Aynaya bakana kadar kim olduğumu bilmiyordum

Sandalla okyanuslar aşıyorum da sana varmıyorum

Ya sence daha var mı yolum


Okumak istiyordum gözlerinden gerçeği

Sevgim kartal kanadı serçe değil

Sen de harla yaramı terse git

Sence gözlerim yeşil mi bence değil


Tüm nötr duygularımı terk edeyim mi

Bakıyorum da gözlerin bu deliyi terke meyilli

Ne yani her halimden ibret alıp ter dökeyim mi

Dön dedin diye Ege'ye sözleneyim mi


Parmaklarım parçalandı kum tanesi gibi

Senden sonra yıktım beynimdeki sulhhaneyi demin

İnsanların bütün bakışlarını kurban gibi kestim

Adım at gönül saraylarında sultan yeli essin


Kimi bundan medet ummakta ben gibi

Kimi mumdan tebessüm alır sen gibi

Kimi kumdan kalemde mahsur sersefil

Bu durumdan mütevellit ben pes dedim


Rüzgardan duvarlarla kaplı içim dışım

Sensiz atlatamam en silik kışı

Kalbimden atla tamam öyle bul çıkışı

Altı ay birkaç saate sıkışır


Mektubum ellerinde paslanadursun

Şifalı okyanuslar yakutlaşmış taslara konsun

Sabır taşım kırılsın ortadan toz duman olsun

Yeter ki sen üzülme benim yüzümün astarı solsun


Ben razıyım parmak uçlarım da sapsarı olsun

Karanfil bahçelerine haber salın hepsi solsun onsuz

Olsun rotamı kaybederim bu deli şimdi kayıp ve yolsuz

Yeter ki üzülme denizlerin yaşlarımla dolsun


Razıyım ses telimden al sazında biriktir

Yazından umduğum medet kapımda mühür kilittir

Gözlerim senden başka her kadında kilitli

Suretin duvarlarıma yer etmedi silindi


Zil zurna sarhoş olup her şeyi çift görürdüm

Yine de iki gözümde her zaman bir taneydin

Adının olduğu şiirler hayatta dönümdür

Söyle insanlar kalbine kaç aylık kira verdi


Seni öyle severim ki içinden bir daha dersin

Bırak da içinden ne gelmeliyse gelsin

Bırakın ormanların içlerinden gelsin

Burak'ın yorganlarına sarılsın dinlensin


850 kilometrelik bir sevda bizimkisi

Sevmediğini bildiğim için kalbimden izinlisin

Haksızlık ediyorumdur belki işin çıkmıştır

Yoksa sen de beni sevmesini bilirsin


Yolların da kalbi olur sen üstünden geçersen

Kollarım kelepçe şiir ruh kelimeler ise sen

Kendimi yolda görsem eminim ki deli demem

Hikayemde kimse benim gibi deliremez


İnsanlar artık yaşamadığını düşünmekteler

Mutlu olmak istiyorsan çözüm beklemen

İnsanlar ağladıkça benim gözüm renklenen

Aslında sensin gökkuşağına renk veren


Gök bu şânı senden elleriyle aldı

Ben ise bir bardak çay demlediğimle kaldım

Dünya kör oldu bak pembeliğine battı

İçim boşluk oldu gelmediğine yandım


Sevemediğine değil gelemediğine

Gidene çuvaldız gelene iğne

Üzülüyorum tekrar denemediğine

Beni sevmeyi hiçbir zaman beceremediğine


Gözlerim kapanmakta dalmaktayım gecelerine

Bin defa geberdim adını heceledim hep

Geliyorum karanlık gecelerine

Batıyor battıkça gece derine