Özgür düşlerin, sıralı ve kapanıklı öykülerine aldanış etmeksizin ilerlemek üzerine burada olacağım. Çok basit bir cümle burada olacağım demek. Her an nerede olduğunu bilmeksizin, zamansız şekillerde her yerde olabilme imkanına sahip olabilmek kadar çetrefilli ve karmaşık bir yapı tam olarak bu. Bir zamanlar elimi kolumu sallaya sallaya ben de böyle kolayca dile getirebiliyordum burada olacağım demeyi. Sonra bir şeyler oldu. Zaten hep bir şeyler olurdu. Bir yerde bir şarkı çalmaya başladı, kana karışana dek suspus etti her anı. Sonra birden dilek diletmeye yüz tutmuş bir cin çıkıp, kendini gösteriverdi aniden. Falan oldu filan oldu, ben orada olamadım işte velhasıl kelam. Zaten orada olmaya pek niyetim yoktu. Geçenlerde sigarayla olan çıkar anlaşmalı ilişkimiz, neredeyse bitmek üzereydi. Yine bir şeyler oldu, anlaştık anlaşamadık ama devam ediyor gibiyiz. Aslında aramız bozuk değildi. Yani ikimizde çıkarımızı göz önünde tutarak ilerliyorduk. Derken bana bir şeyler oldu, yine rahat duramadım. Bir anda gözüm karardı. Pisliğin tekiyim ben, başı boş ve amansız bir deccal gibi zuhur etmekteyim her şeyin içine. Aldattım onu. Ne yaptım, nasıl yaptım bilmiyorum. Oldu birden bire işte. Öyle amansız bir çıkarımızda yoktu aslında. Hani o bana zarar veriyor, efendime söyleyeyim ben de bunu bir bedel karşılığında satın alıyorum gibi beylik bir ifadenin arasına sığınmıyorduk yani. O bana iki nefes, ben de ona onu hiç bırakmayacağımı söylüyordum. Sonra bir şeyler oldu, birisi bir gün çıkageldi ve başka bir şeyi tattırdı bana. Zaten ben de baştan niyetliymişim sanki hemencecik müptelası oldum zehirin. Şimdi her gece, aynı müphemle günlerimi sürdürüyorum. Tabi o bunu fark etmedi esasında. Belki de etmiştir, bilemiyorum. 2 nefesin bedelini ödeyebilecek kadar varlıklı değildim ve farkında değildi. Olsun onu suçlamıyorum. Esasında ben kimseyi suçlamıyorum. Alışkanlıklar en nihayetinde kolay kazanılan, zor vazgeçilenler olmak üzere müphem bir şekilde aramızda dolanıyorlar.