Mustafa Kemal Atatürk ile general Townsend bir müzakere halindedir.


Konuşmanın bir yerinde kendisine "Napolyon'a benziyorsunuz" benzetmesini yapan Towsend'e karşı Mustafa Kemal, bu benzetmeyi reddeder ve şöyle söyler:


”Napolyon, arkasına bir sürü, muhtelif milliyetteki insanları toplayarak macera aramaya çıktı. Ve bunun içindir ki yarı yolda kaldı. Ben bir anadan, bir babadan gelen kardeşlerimle kendi vatanımı kurtarmak davası yolundayım. Ve bu muhakkak ki muvaffak olacağım.”


Mustafa Kemal’in giriştiği mücadeleyi hayret ve takdirle karşılayan Towsend, kendisine karşısındaki düşmanın kudretini hatırlatmak isteyerek söze girer.


"Siz mücadeleye mecbur olduğunuz düşmanın ne kadar kuvvetli olduğunu hesaba katmıyorsunuz. Bu düşmanın size her vasıta ile, oturduğunuz odadaki eşya, yemeğiniz ve her şeyinizle bir fenalık yapabilmesi ihtimali bile vardır."


Mustafa Kemal gayet sakindir.


”Evet, karşımdaki düşmanın çok kuvvetli olduğunu biliyorum. Fakat insaniyeti müdafaa eden kimseler ölümle tehdit edilmelerine rağmen ölmezler ve ebediyen yaşarlar!”

Cevabını verir.


Sabaha karşı müzakere bittiği vakit Mustafa Kemal’in yanından hayranlıkla ayrılan Towsend, refakatindeki memur Türk subayına şu sonucu aktarır.


”Ben şimdiye kadar 15 hükümdar ve cumhurbaşkanı ile özel ve resmi konuşmalar yaptım. Bu geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal’de büyük bir ruh kudretinin esrarı var.”