Sesiniz, diyorum bayım, taşlaşan kalbimin erimeye niyetlenmesi, ansızın sinemde beliren tebessüm, o tebessümün tüm vücudumu tahakküm altına alması gibidir. Bir mızrabın tellere dokunarak nakşettiği musikinin bilmem hangi makamının hangi perdesidir sesiniz. Bir kanun taksimi beni hülyalara daldırır, sesiniz beni hülyalara daldırır, sesiniz...


Güzelleme yapmak haddim değil, hülyalara dalmak da neymiş; gerçekliğin bir mızrak gibi saplandığı hayatımda muhayyel tasarılara imza atmak eylemi yapışmış, terk etmiyor zihnimi. Bir teraneye bağlanmış gitmiyor gibiyim; gidemiyor, gitmek istemiyor, istiyor ama istemiyor gibiyim. Anlayacağınız bayım, ben yine güzel olan şeylere garazı olan veya olmayan ama olan bir deli gibiyim... Tezat ve birbirinden bağımsız cümlelerin toplamından müteşekkil olmamış bir şiir kümesinin muharriri bir deli...