insan bazen sabahın ilk ışıklarına kadar mutfak masasında oturup sohbet etmeye aç olabiliyormuş. muhabbetin demi arttıkça sigaraları birer birer yakmaya başlıyor ve gülümsemek yüzünden hiç eksik kalmıyormuş.


insan bazen mutfak masasında otururken hayatın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlayabiliyormuş. yaşadığı ilklerin ne kadar önemli olduğunu, üzdüğü, kırdığı insanların gönlünü nasıl alabileceğini düşünüyor ve yaşamın acımasızlığı yüzüne tekrar tekrar çarpınca sevdiklerini kırmanın ne kadar bencilce olduğunun farkına varabiliyormuş.


insan bazen çok konuştuğunu düşündüğü için azarladıklarının iki kelime etmesine hasret kalabiliyormuş. zaten biri sizin hakkınızda çok konuşuyorsa ya sizi çok iyi tanıdığı içinmiş ya da hiç tanıyamadığı için.. 


insan bazen çok ağır bir kafayla oturduğu masadan kuş misali de kalkabiliyormuş. yaktığı her sigarayla beraber söndürüyormuş kafasındaki düşüncelerini.


işte insan bazen anlaşılabilmeyi böyle çok özlüyormuş.