o akşam öyle olmamış. o sabah öyle doğmamış. o yaz o kadar da yakmamış aslında. hatta biliyor musun o ağustosta bitmiş tüm olay. bir kışın ayazından çıkartmak içinmiş tüm işkence. bir kışa katlanmak içinmiş tüm heyecan. ben kışı çok sevmem, yazı da. baharlara da ait değilim. ben aitlikten çok oldu soyunalı. kışa da uydururum ayağımı yaza da, ki artık mecbur oldu bizim buralarda. bizim buralarda. artık her şeye biz diyorum. sen ve ben yok. hatta sen dışında herkes var. biz oldum ben dünyayla. herkese uzağım bir telefon kadar. bir kaybettim bin kattım hayatıma. sen neler yapıyorsun? hangi kalpte çürüyorsun kim bilir. gözümden sakınırdım seni biliyorsun, yüzüne baktıkça içim erirdi. soldu mu o ışığın. soldurdun. solduruyorlardır. ben eminim kimseye çekeceğin eyvallahın da yok, kimse de seni çekmez. garip bir adamsın sen. kolundaki gül kadar bile yeşeremedin yirmi yedin boyunca. ilginçsin. sulamaya da gelmezsin. kadınlar seninle ne yapacak bilmiyorum. eğer onlara bir tavsiye verebilseydim "ona sonsuza kadar güvenebilirsiniz ama sabrınıza asla güvenmeyin." derdim. taş kemirtirsin sen insana.