"Mutlu ol, kırmızı gülüne kavuşacaksın. Onu geceleyin ay ışığından yapacağım ve kendi kalbimin kanıyla boyayacağım. Senden bunun karşılığında sadece aşkına sadık olmanı istiyorum, çünkü Aşk, en bilge Felsefe'den daha bilge, en güçlü Güç'ten daha güçlüdür. Alev rengidir kanatları, alev rengidir bedeni. Dudakları bal kadar tatlı, nefesi tütsü gibidir."
(sayfa 17)

"Savaşta," dedi işçi, "zayıflar güçlülerin kölesi olur, barışta da yoksullar zenginlerin kölesi olur. Yaşamak için çalışmaya mecburuz; bize verdikleri ücret o kadar düşük ki, yaşamamıza yetmiyor, ölüyoruz. Bütün gün onlar için uğraşıp didiniyoruz; onlar sandıklarını altınla dolduruyor, bizimse çocuklarımız vakitsiz solup gidiyor, sevdiklerimizin yüzü sertleşip fesatlaşıyor. Üzümü biz eziyoruz, şarabı başkası içiyor. Mısırı biz ekiyoruz, ama soframız boş. Kimse görmese de zincirlerimiz var; bize özgür dense de köleyiz."
"Herkesin durumu aynı mı?" diye sordu genç Kral.
"Herkesin durumu aynı" dedi işçi; "genç, yaşlı, kadın, erkek, çocuk, ihtiyar fark etmez. Tüccarlar kanımızı kurutsa da, onlara boyun eğmek zorundayız. Rahip atının üstünde geçip gider, tespihini çeker, bizi umursayan yok. Yoksulluk aç gözleriyle güneş girmeyen sokaklarımızda kol gezer, onu donuk yüzüyle Günah izler. Sabahları bizi Sefalet uyandırır, geceleri Utanç başımızı bekler. Ama bütün bunlardan sana ne? Sen bizden biri değilsin. Yüzün fazlasıyla mutlu senin."
(sayfa 62)

Üç yıl boyunca dünyayı dolaştı; bu dünyada onun için ne sevgi vardı, ne iyilik, ne de merhamet; ama gururlu günlerinde kendisi için yarattığı dünya tıpatıp buydu.
(sayfa 140)

Ve Tanrı İnsanoğlu'nun Hayat Defteri'ni kapatıp dedi ki: "Seni Cehennem'e göndereceğim. Cehennem'e gideceksin."
İnsanoğlu haykırdı: "Gönderemezsin!"
Tanrı sordu: "Niçin gönderemezmişim seni Cehennem'e, hangi sebeple?",
"Çünkü ben zaten hep Cehennem'de yaşadım," diye cevap verdi İnsanoğlu.
Ve Hüküm Evi'ne sessizlik çöktü.
Bir süre sonra Tanrı konuştu ve İnsanoğlu'na dedi ki: "Seni Cehennem'e gönderemediğime göre, Cennet'e göndereceğim. Cennet'e gideceksin."
İnsanoğlu haykırdı: "Gönderemezsin!"
Tanrı sordu: "Niçin gönderemezmişim seni Cennet'e, hangi sebeple?"
"Çünkü Cennet'i hiçbir zaman, hiçbir yerde hayal edemedim," diye cevap verdi İnsanoğlu.
Ve Hüküm Evi'ne sessizlik çöktü.
(sayfa 249)