Sevgilim, bir günün ortası şimdi.

Beyaz, kadife al yanaklarının ortasında hürlüğünü ilan etmiş bir cumhuriyet.

Gülüşünde küçük bir evin sıcaklığı.

Bir bahçenin ortasıymış gibi öylesine omuzları.

Bozkıra doğru uzanmış gibi içten içte taranan saçları.

Uyumadın, biliyorum

Uyumadın, biliyorum çünkü

Yan tarafta birkaç kadın konuşuyor.

Bir adam kravatını bağlamış işe gidiyor.

Durakta üç kişi oturmuş, otobüs bekliyor.

Birisi geç kalmış belli, sürekli saatine bakıp duruyor,

Mutluluk, diyorum ben.

Mutluluk, diyorum sana baka baka.

Senden söz etmek istiyorum.

Gece on ikiden sonra tüm alkollerimizin şarap olmasından,

Belinin ince kıvrımlarından,

Sesini bir kere daha fazla duyabilmek adına anlamadığımı söyleyen sesinden.

Hâlbuki birkaç santim uzağımdasın matematiksel olarak.

Her düşüğümde mırıldanırım göğsünde yaşamak istediğimi.

Güzelsin sevgilim,

Güzelsin ama çok yakından.*

Bak işte şimdi bir kuş uçtu.

Ben yine seni hatırladım.

Mırıldanırım eski bir türküymüş misali güzelliğini.

Sesimi çok çıkarmam,

Lakin haykırırım saçlarını her okşayışımda. Her öpüşünde tenini

Her öpüştüğümüzde kimseler duymasın diye sessizce.

Bak şimdi sevgilim.

Sen benim sokağımdaki kalabalıksın.

Sabahları işe giden otuz beş yaş üstü insanlar kadar ciddi,

Akşamları andımızı okuyan öğrenciler gibi çocuksu.

Bu resmen bir hükûmet.

Bu bir hükûmet ve benim damarlarımda akan bunca milliyetçilik duygusu.

Ve benim her pencerem sana açılır.

Kapılarım sana çıkar.

Şimdi ben bu şiiri bitireceğim sevgilim,

Bu şiiri bitirip seni öpeceğim.


*Cemal Süreya'ya atıfta bulunulmuştur.