Kalbim soğudu benim, kökleri kurumuş ulu çınar gibi kalbim soğudu.

Heveslerim toprak altında kurudu.

Çiçeklerim mezar üstlerinde filizlendi.



Kalbim soğudu benim,

Ne bir hayal kaldı mutluluk sırasında ne de kavga çıkaran oldu mutluluğu paylaşırken.

Renkli renkli uçan balonlar aldım mutluluk sırasında, 

Canım sıkılmasın diye de çıtırından pembe renkli bir kağıt helva.

Onu da aldılar elimden, ne balonum kaldı ne de çıtırından pembe renkli çıtır bir helvam.

 


Kalbim soğudu benim

Kalabalık içinde yalandan çığlık atan mutluluklar.

Yüzleri gülmüş ama kalpleri hala mutluluk sırasında olan yüzleri gülmüş insanlar.

Bir de büyük bir alanı kaplayacak çocuklar;

Onlar da benim gibi baloncu ve helvacının yolunu gözlüyorlar.

Kalbim soğudu benim.

Benim gibi umutları kesilmiş çocukları gördüm.

Onlar da mutluluk sırasındaydı.

Sanırım sıra bendeydi.

Arkamı döndüğümde baloncu ve helvacı yan yana gelmiş kalabalıklaşıyordu.

Ya mutluluk sırasından ayrılacağım ya da balon ve helva sırasına gireceğim.

Gözlerim bir an mutluluk dağıtılan insanlara gitti.

Sanırım hepsi hareketsiz bir şekilde sadece gülüyorlardı.

Baloncu ve helvacı iyice kalabalıklaşıyordu.

İşte o an mutluluk sırasından ayrılıp tadına doyamadığım helvanın, özgürlüğünü göremediğim balonların sırasına girdim.

Baloncu ve helvacı, sırada olan herkes etrafa mutluluk saçıyordu.

İşte sıra şimdi bana gelmişti.

Tadına doyamadığım pembe renkli çıtır helva ve renkli balonlar...

Tekrar baktım etrafı büyük alana.

Her yerde mutluluk dağıtan çocuklar, renkli balonların özgürlüğü ve pembe renkli çıtır helvaların sesleri...

İşte o an anladım ki gerçek mutluluk sırayla değil de başkalarını mutlu ve özgür görünce de olabiliyormuş.

Bence siz de mutluluk sırasına değil de

Renkli balonları olan, pembe renkli çıtır helvacı sırasına girin ve mutluluğu görebileceğiniz büyük bir alanda gerçek mutlulukları izleyin...