Bu bir yok oluş hikayesi

Dünyada cehennemden bir köşe

Küfür gibi bir ülke

Cellat lafını böldü şairin, "Yeni Türkiye."


Sarı, artık buğday başaklarında değil

İnsanların yüzünde

Kırmızı, kardelen ve güllere yakışır derlerdi

Şimdi çocuk kazakları kırmızı ve delik

Yeşile alerjisi var celladın

Maviye kinli 

Hepsi terk etti bizi artık hepsi gri 

Bu ülke gökkuşağına düşman bir ressamın tablosu gibi 

Cellat lafını böldü şairin, "Dolar yeşili hariç." 


Bağımsızlık önemlidir halkım için

Türkülerimiz söyler bunu ve deyimlerimiz

Marşımız “istiklal” diye haykırır

Ve Edirnelimiz, Karslımız

Süngüye kucak açar, mermi ile dolar taşarız

Hiçbiri pranga kadar yakmaz canımızı

Bu ülkü ile yarattık bu ülkeyi 

Özgür kalmak bilirdik şiarımızı  

Tüm dünyanın yarı sömürgesiziyiz artık 

Asya'nın keriz müşterisi 

Avrupa'nın kiralık dairesi 

Rus dostu, Amerikan hayranı 

Arapların metresiyiz

Cellat lafını böldü şairin, "Araplar kardeşimiz ama olsun, biz ensest de severiz." 


Her dün alabildiğine karanlık  

Her dün bugünden daha aydınlık  

Pişman oluyor insan sabah uyandığı gibi

Sabahlar gecelerinden daha zifiri 

Sokaklar yollar ve caddeler ışıl ışıl 

Her yerden yüzüne doğru vuran bir ışık 

Bu karanlık ki ışıklara değil garazı 

Gördüğü yerde yutmak için yaratılmış 

İçinde cılız bir ışık taşıyan her zihni 

Başköşede binlerce yıllık fikirler 

Hepsi köhne ve küflenmiş gibiler 

Altın tahtlarda çürümüş kelleler 

Ve bizim dilimizde hep bir keşke 

Cellat lafını böldü şairin "Sanki eskiden daha mı iyiydiniz?" 


Sırtımızın ellerimizle ulaşamadığımız bir yerinde

Kan dolmuş kıçıyla kaşındıkça kaşınan bir kene taşıyoruz sırtımızda 

Evet bir kene gibi sırtımızda taşıyoruz farkındalığımızı 

En mutlu günlerimizden 

Her şeyi bir kenara bırakabildiğimiz her saniyeye 

Huzur ellerimizin ulaşamayacağı kadar uzak bize 

Oysa çürümüşler öyle değildir

Onlar kim mi? 

Onlar ki mülke iman edip insana eğilirler

Onlar kimliklerindeki sayılardan ibarettirler

Onlar hep mutlu ve zengindirler 

Ne ticaret ne bir ilim bilirler ama  

Şerefini satıp din satın alarak geçinirler 

Onlar kenesiz bedenlerin fikirsiz beyinleridirler 

Cellat lafını böldü şairin, "Yalan! En çok ve en güzeli, çürümüş dediklerin bilirler." 


“Şeker!” diye bağırdı bir çocuk sonra 

"Şeker istiyorum, sadece biraz şeker." 

Sonra bir genç bağırdı gözyaşlarını silerek 

"İş istiyorum, çalışmak istiyorum yorgunluktan geberene dek." 

Bir işçi ayağa kalktı 

Ve yumruğunu kaldırarak 

"Çalıştım otuz beş yıllık ömrümün yarısında, 

Hakkımı istiyorum,

Sadece hakkımı, ne eksik ne daha fazla." 

Gazi kalkamadı, ayaklarını bırakmıştı bu ülkenin dağlarında. Söze başladı 

"Benim, gazi sayılmayan arkadaşlarım var." 

Bir kadın "Kadın diye kardeşim öldürüldü dün sabah." 

Bir doktor "Nöbet günümdü bugün, neden gözüm mor?" 

Şair ilikleyerek ceketini, çıktı kürsüye 

Öksürdü, yakasını düzeltti iki eliyle 

Lafa girer gibi açtı ağzını 

Cellat lafını böldü şairin, "Hepsini asın."