Uyuduğum bunca gece, uyandığım bunca sabah sana adanmış bir kurban

Kalubeladan beri sana var olmuşum

Bülbülü gül olmuşum Müzeyyen

Bulanmış üstüm başım

Sana...

Dokunsam ellerimde başlar yangın

Atsam bir adım kaybolunur

Çok zifirisin bana

Müebbetinim Müzeyyen

Saçının teli parmaklıklarım

Sen baksan bana içerimde küçük çocuklar oynamaya başlar

Gülüşün Müzeyyen, tüm kainatı güzel bir yer yapmaya yeter

Evine ekmek götürme telaşına düşer ayyaş

Zalim vazgeçer zulmünden

Sen sarılsan bana dörtte dördümüz cayır

Nefes aldığın yerde gül biter

Gördüğüm bunca insan, geçtiğim onca sokak sana ulaşmaya adanmış bir kurban

Şu mahalledeki sokak düzenlemesi, ışıldayan şu lamba, 40 yıldır aynı yerdeki esnaf

Dönüşünü hızlandırmak için Müzeyyen

Kızıl elmalar çalmış yanağındaki rengi

Tüm manavcılar yalan dolan

Aklım, kalbim, ciğerim!

Organlarım hicretteler sana

Yaşayamıyorum çok eksik kaldı kendim bana

Dön Müzeyyen! Dön!

Avucunda bir yudum zehir getir

Kana kana zemzem deyip içeyim

Gördüğün bunca ben sana kurban Müzeyyen!

Yoluna, bakışına, gülüşüne, kurban...

Kahrol! Müzeyyen

Bitsin bu savaş

Çok viranım ben sana