Biliyorum ki görüyorsun,

Görmüyorsan da bir gün göreceksin.

Gördüğünde bilmeni isterim ki,

Seni çok seviyorum,

Ve yine bilmeni isterim ki,

Senden nefret ediyorum.


Senden nefret ediyorum,

Yetmiyor güvercinlerden de nefret ediyorum.

Yazık değil mi,

Ne suçları var ki?

Senin yüzünden taşlıyorum onları,

Yazık değil mi?


Neden güvercinler mesela?

Neden martılar, bülbüller değil de güvercin?

Çünkü sen yazmıştın değil mi,

Çünkü sen damda güvercindin...


Nereden yazdık Şarap Güzeli'ni seninle...

Keşke yazmasaydık.

Aman bizimkiler duymasın,

Çok kızarlar,

Nasıl o güzelim şarkıdan nefret edersin diye...

Şarkının en güzel kısmını yazan sensin,

Nasıl nefret etmeyeyim ki?


Ben gerçekten böyle değildim...

Böyle kolay kolay nefret ediyorum demezdim...

Ama konu senken ben gibi değilim.


Görüyorsun işte...

Kasım akşamlarını özledim,

Aralık gecelerini özledim,

Ocak günaydınlarını özledim,


Nasıl bu kadar çok şeyi yaşadık bir kaç ayda?

Her gün her yerden yeni bir anı çıkıyor...

Kafayı yiyecek gibi oluyorum,

Her günümüz mü güzelmiş bizim?


En sevdiğim kitabı açamıyorum,

Beni sapıklıkla suçlamıştın hani...


En sevdiğim film televizyondaydı geçen,

Kanalı değiştirdim,

Senin de en sevdiğindi...


En sevdiğim şiir..

Lavinia,

Anısını hatırlıyor musun,

"Bana neden şiirler yazılmıyor" demiştim,

"Çünkü şairlere şiir yazılmaz" demiştin...


Şu vurdumduymazlığım...

O da senden kalan hatıralardan.

Epey lafını yapıyorlar şu sıra,

Sorsan hepsi ben olmak ister...

Sen olmak istiyorlar...

Ama biliyoruz ki istemezlerdi.


Kedin nasıl bu arada?

Özledim her sabah onunla uyanmayı...

Fotoğraflarını hâlâ saklıyorum...

Bizim yeni yavruya onun ismini verdim...


Bu arada çok içimde kaldı,

Ben hâlâ verdiğin paraları saklıyorum...

Bir de verdiğin ufacık kalem vardı ya,

Sahi onu nasıl o kadar küçücük yaptın,

Onu da saklıyorum,

Kutuda saklıyorum kaybolmasın diye...


Sen benim verdiğim ne varsa attın sanırım,

Ben de iyice sen oldum,

Sen gibi manyak oldum,

Neyin var neyin yoksa saklıyorum.

Hatta hatırlarsın belki,

Bir ara sürekli kalpler yapardım kağıttan,

Sana da vermiştim...

Sırf bu yüzden bir koca kutu kalp saklıyorum.


Her ne kadar senle ilgili her şeyi saklasam da,

Çoğu şeyi de raflara kaldırdım...

Çok uzun süre kot ceket giyemedim,

Siyah gömlek gördüğümde içim delindi,

Yıllardır beraber yattığım oyuncak bile yük oldu.

Anı kutumun bile anısı var seninle,

Daha ötesi mi var,

Ya şu cümlenin bile anısı var seninle,

Sen nasıl beni silebiliyorsun?


Benim tekrar içimi dökmeye ihtiyacım var...

Öyle rastgele, herhangi birine değil,

Sana...

Tıpkı ilk tanıştığımız gece olduğu gibi,

Sana güvenip, içimi dökmem lazım...