Zincire vurulan her zerremde demirler bitti.

Sökün etti her dert.

Ömrümün nikabı gülümsemelere emanet.

Sesi demir olanın ağzı küf kokar dostlar.

Yaşamanın eşikleri pas tutar.

Yüzünü kaybeder Naçar.

Elini, dilini, ayaklarını kaybeder.

Hükmeden vazgeçiştir.

Sebatı naçar.

İçinde dolaşık sarmaşıklar açar.

Tatsız, tuzsuz sofralar açar yüzü.

Gözleri, kendinden uzaklara kaçar.

Ölüme ne kadar kaldı dostlar?

Benim bağrımı yalnız ölüm açar.

İki yarım, biri can biri ölü.

Canıyla ölüsünü süpürerek,

Kaç zaman yaşar naçar?

Camlar kırık ve soğuk.

Bir sıcak verin dostlar!

Birazcık buğu görsün camlar.

Yansın biraz naçar.

Yandıkça çözülsün.

Çözüldükçe açılsın naçar, yoksa!

Ölüme ne kadar kaldı dostlar?

Naçarı yalnız ölüm açar.