sabahlar artık
ayrı gibi geliyor bana güneşlerden
yani taze ekmek
su sesi yanıbaşımda
yarım kalmış şarap ve çocuk sesleri
artık sabahları çağrıştırmıyor
aklımın bana kalan sonsuzluğunda.
rüzgarlar var duyuyorum
o bir zamanlar elleriniz
hani nerede o bir zamanlar
gövdeniz ve yanınızda taşıdığınız
o cep aynaları, çakılar.
o çocuklar ki arkadaşlarım hepsi
ceplerinde çakı, fotograf ve sigara taşıyan
nereye gitti onca meydan kalabalığı
şimdi yalnızca koyu bir kargaşa
ve sızlayan ve hep kambur çocuklar.
sabahlar; çocuklar, kuşlar ve şarkılar gibiydi
çoğuldu uyanmak, kederliydi açtığında kadınlar memelerini
ama ne olursa olsun güzellerdi.
şimdi her şey kertiyen ekmeklerden yapılmış
dağılıp gidiyor el vurulunca.
şimdi mevsimler meyvesiz
ve -kış baba- artık ortanca vakti tanrımızın.
yine bir sabah
dudaklarım arasında tütün
ağzımda henüz bir lokma
ve çevik ve uçarı ve aydınlık
çıkmak isterim dünyaya
hiç tanımadığım bir kadının koynunu bırakıp.
Cevat Kolat
2024-02-03T14:17:45+03:00Çok kuvvetli çağrışımlar var şiirde, kaleminize sağlık