Bahar geldiğinde, bizim evde

bütün sandıklar açılır, etrafa

naftalin kokuları yayılırdı. 


Tülbentler, hüzünler,

sararmış danteller,

saklı gizli ne varsa

her şey ortalığa saçılır,

kederler yeniden ütülenirdi.


Unuttuğumuz düşler,

sımsıcak gülüşler,

veda gözyaşları,

sevinçli kavuşmalar,

avluya çıkarılır,

kırık dökük anılarla beraber

güneşte havalandırılırdı.


Çok mu eskilerde kaldı her şey

ne sandıklar var şimdi

ne de buruşmuş kederler.


Sararmış danteller arasında

kurutulmuş gözyaşlarıdır

şimdi geriye kalan.


Ve bir de 

birkaç küflenmiş şiir,

naftalin kokan.