açlık hissimi yamalı bisikletler avutuyor.

bisiklet gıcırtıları süslüyor çocukluğumu.

süsleyen uzak diyarların hasret kokusu.

hasret, umudun annesi,

umut, dağların ardında ağıttır.

ağıtlar, bilmem kaçıncı derece yanık.

yanık yeli, külleriyle örter üstümüzü.

küller, yeni doğumların sembolü.

bin asırlarca yozluk doğurdu insan.

yozluk, barut seslerinden tehlikeli.

sesler kürenin derinliklerinden gelir.

kürenin yükünü tuğlalar sırtlanmaz.

bazı tuğlalarda kara günler saklıdır.

karanlıklara sarılma direnmek için.

direnç, tanrılara özgü görünebilir.

tanrılar, terk etmeye meyilli,

çocuklar, terklerden muzdarip.


gözlerin yüklü ama keskin bakmalı.

kesip atmak çürüklere tedavi olmalı.

çürükler içlerimizi sardığında

içerlerimize turuncu gökler sığmalı.

kendi göğünü baştan yaratabilirsin.

yüce akılların şerefine yaratmak gerek.

akıllılar cehennemi seçiyorsa,

kılçıktan köprüler caymanın sebebidir.

köprüler kor ateşlerden üstün değil.

yer parçanın ateşleri, bir asır körüklenemez.

parçalanmış kürekler toprağı bölemez.

bölünmüşlük adem'e mahsus.

yasakların hesabını ademler veremedi.

hesaplar ödenseydi saf çocuklar yeşerirdi.

yeşillere düşmanlık son yanlış olabilir.

düşmanlar acizlere kelepçe vurur.

kelepçeler özgürlüğü unutturur.


kayıkçı kürekleri okyanusu kırbaçlayamaz

yusuflar kırbaçla dizginlenemez 

kabuslar dize getirilip iyiye yorulabilir.

iyilik bir avuç ekmek kadar yakın olabilir

kolcular yakın yolları tutmalı!

tutup tutuşturmalı kalemi hayyamlar!

kalemimiz süngüden dirayetli çıkacak.

taşacak bariyerlerden süngücü kitleleri.

direncini argoyla sağlayacak kitleler.

argo lügatlerden silinip atılamaz,

lügatleri bürokratlar eritip sindiremez.

çeliği eriten güçlerden korkabilir hakimler

diri korkularla ufukları aydınlatırız o vakit.

aydın toplumlardan cop sesleri eksik kalır belki

eksikli bürokrasiyi kanla tamamlarız.

her damlasıyla boğar patronları kanımız,

üç maymunu boğabilir hür taşkınlarımız!