gözümü yumduğum yerden diz çöküyorum sana

akşam, gece oldu

sokaklar kestane koktu, ellerim çamurlu

aldım, titrek ve üşüyerek

badem kahvesi parmaklarına tutuşturdum

yalnızlığımı

gözyaşların verimsiz topraklara olur yağmur

ben bir damla su içmediğime bin at koşarım

kaybım ayaklarımdır, saçlarınsa ömrümün kıyısına uzanan

anne dilindeki bir ninni

ben, verimsiz bir toprakta koşan bir yılkı atı

büyüdüm ve kestiler saçlarımı

sevgilim, çok halsizim

gözümü açarken göğsüme dolduramadım aydınlığı

nefesimi yorgun bir uyku karanlığında bıraktım

sen gidince kendimi gelinciklere bıraktım

onlar da hüzünlüdür ve hatırlar ismini

yokuş aşağı yuvarladım bedenimi

tutmayınca çok halsiz kaldım

bir başıma bekleyince eşkıya kaldım

yokluğunda boynuma kırmızı bir nar bağladım

çirkin bir serzenişti söylediklerim

öldüm, sesli bir direnişti sırtındaki evin

evsiz, başsız kaldım

sanki başım kırk kere koptu benden

bacağıma mı sıktılar kurşunu

nedir bu içerden sızım,

bu zayıf rasyonellik

kırıldı mı kemiklerim?

ah, nasıl da ihtiyar kaldım

narsız, yetim kaldım

şimdi hüznümü boyasalar bin yetim kanı çıkar

ağlarsın,

senin öksüzlüğüne anneme nar kırmızısı akıtırım

ah, narım gülüm

şimdi,

hangi at bilir babasızlığı

ben babamdan önce ihtiyar kaldım

solgun bir akşam vakti aldılar mı beni,

tütün kokan samanlar çevremi kaplar mı benim

bağrıma taş atar mı denize uzak çocuklar

bak, koşarken bacaksız kaldım

köyden uzakta evsiz yandım

bin mezar gezdi ömrüm; yüz, iki yüz

gündüzümdün,

günsüz kaldım.

dedim: astılar beni, kimse bilmedi herkes dilsizdi

ben,

evsiz ve dilsiz bir attım kendi rasyonelliğimde kavrulan

hüzün gözlerinin rengi olunca

kendi bacağıma sıktım

bir gazel boyunca söyleyemedim adını

sararan bir gazel gibi kaldı gözün ışığı

işit bağrı yanık atları

ölümüm iki dudağının arasındaki fermana kaldı

şimdi, sana tanıdık gelen bir yaradır ismim

dere kenarı gelinciklerdir

duy namlunun sesini

incirler açmaz gözlerimde,

gözlerim isyandır

ve rahatsız bedenim,

sen gülünce tayları protesto eder

işitirsin ayak seslerimi

ve vurursun, gözlerine bakarsam duracak kalbim

başım,

narım,

ben hep,

öte tarlada

ayağına sıkan bir attım.