Aniden gözlerim açıldı. Dün fazla uyuduğumu fark ettim. Alarmın çalmasına daha on dakika var. Yüzümü yıkadım. Aynada yüz hatlarımın her geçen gün yaşlandığını fark ettim. Aklıma hayal meyal yirmi yaşlarındaki Kübra'yı getirdim. Her şeyin güzel olduğu yıllardı. Şimdiki yaşadığım zamanda karanlıklar içindeydim. Diş macununu fırçaya döktüm. Hızlı bir şekilde dişlerimi fırçaladım. Talat'ı uykusundan uyandırma zamanı geldi. Odasına gittim.


" Talat, oğlum. Hadi kalk. Sabah oldu."


Yavaş yavaş kendine geldi.


" Of anne ya. Her gün sabah olmak zorunda mı? Keşke her gün uyuyabilsek. " dedi.


Talat, yetişkin insanların her sabah uyanma travmasını çok erken yaşıyordu.


" Oğlum sen nasıl kral olacaksın? Hiç uykucu kral gördün mü?"


" Haklısın anne. Ben büyüyünce mükemmel bir kral olmak istiyorum. Birazdan kalkıyorum. Sen git. Sana yetişeceğim." dedi.


" Oğlum ben gidince geriye uyuyacaksın. Bunu sen benden daha iyi biliyorsun. Hadi kalk artık. Zaten okulun bitmesine az bir zaman kaldı. Yaz tatilinde dilediğin kadar uyuyabilirsin benim uykucu kralım. "


" Anne. Oyunbozanlık yapıyorsun. Tamam, kalktım ya. Sanki yaz tatili hiç bitmeyecekmiş gibi konuşuyorsun." dedi.


" Mızmızlanan krala ilk defa rastlıyorum. "


Talat yatağından sıkılarak kalktı. Okul kıyafetlerini giydi. Okul için hazırlıklarını yaptı. Beraber mutfağa gittik. Kahvaltıyı hazırlamaya başladık. Sabiha biz kahvaltıyı hazırlarken yanımıza okul çantasıyla geldi. Bir sorunu daha sorunsuz bir şekilde hallettim. Aklıma bir anda şu fikir geldi. İnsanlar sorunlarını sorumluluk alarak halledebilir. Aslında bu fikir uzun zamandır aklımdaydı. Sadece bir anlığına belirdi. Kahvaltımızı belgesel izleyerek yaptık. İnsanların bilgi deposu yapılmasına karşı bir ebeveynim ancak doğayı bilmek hayatı bilmek kadar insanın doğasında olan bir bilme eylemi olması gerekir. Çocuklar çantalarını aldı. Kapıyı açtım. Asansör bizim kattaydı.


" Anne asansörün düğmesine ben basabilir miyim?" dedi Sabiha.


" Anne her şeyi Sabiha yapmak istiyor. Ben hiçbir şey yapmıyorum. " dedi Talat.


" Şimdi oğlum. Sabah sen bana yardım ederken Sabiha yardım etmek istemedi. Şimdi de Sabiha bir şekilde bana yardım etmek istiyor. Sıranın Sabiha'ya geçtiğini düşünmeni istiyorum. Bir de ufak şeyler için birbirinizle tartışmanızı istemiyorum. Bugün asansörün düğmesine Sabiha bassın. Yarın asansörle inersek sen basarsın. Anlaştık mı?"


" Anlaştık anne. " dedi Talat.


" Anne Talat hep böyle oyunbozanlık yapıyor. Her şeyi yapmak istiyor. Bana yapacak bir şey bırakmıyor anne. " dedi Sabiha.


" Anneciğim tartışmayı ve şikayeti geride bıraktığımızı düşünüyorum. Herkesin asansör inene kadar sessiz olmasını istiyorum. Daha fazla şikayet ve tartışma duymak istemiyorum. Anlaştık mı? "


İkisi de başını salladı. Binadan çıktık. Servis tam zamanında gelmişti. Esma ile göz göze geldik. Kısa bir telepati yaptık. Çocuklar servise bindi. Bakkaldan sigara almam gerekiyordu. Bakkal biraz uzaktaydı. Sabah yürüyüşü yapmak için ideal bir uzaklıktaydı. İnsanlar arabalarını çalıştırıp işlerine gidiyordu. Bir kadın sokağa çıktı. Biriken çöplerini döktü. Pijamaları güzeldi. Etrafa uzun uzun baktı. Geçen insanları gözleriyle süzdü. Yalnız yaşayan bir kadındı galiba. Bakkalın yanındaki binadan topuklu ayakkabılı bir kadın çıktı. Her yerden insan çıkıyordu. Hangi birine odaklanacağımı şaşırdım. Hiçbirine odaklanmamaya karar verdim. Bakkala girdim. Sigara, kahve, mutfak için birkaç malzeme aldım. Topuklu kadın markete girdi. Marketi işleten adamla kısa bir selamlaştı. Bende kasanın önünde kalmamak için parayı uzatıp marketten çıktım. Banka oturdum. Sigara paketinin poşetini çıkardım. Çakmağı pantolonun cebinden aldım. Sigaramı yakmadan önce biraz su içtim. Sigaramı yaktım. Topuklu kadın yanıma doğru yürüyordu. Yavaş yavaş yaklaştı.


" Beni mi takip ediyorsun?" dedi.


" Seni takip ediyor olsaydım senin yanına benim gelmem gerekiyordu değil mi? "


" Haklısın. Çakmağın alabilir miyim?" dedi.


" Alabilirsin."


Çakmağı uzattım. Sigarasını yaktı. Dudaklarındaki rujdan sigarada üstüne düşen payı almıştı. Uzun uzun üfledi.


" Teşekkür ediyorum. Biraz yanına oturabilir miyim? "


Biraz bankın köşesine çekildim..


" Elbette."


" Her sabah bir tane sigara içerim. Gün içinde pek fazla vaktim olmuyor. Gün sonunda da çok yorgun oluyorum. Fazla sigara içtiğim söylenemez. " dedi.


" Ne güzel. "


" Ha bu arada. Ben Melis." dedi.


" Memnun oldum. Bende Ayşe. "


" Ee neler yapıyorsun Ayşe? " dedi.


Yabancı insanlarla bu kadar rahat konuştuğum pek az anım olmuştu. Bir anlığına kadına özendim. Bir anlığına da garip bir tiksinti duydum. Hangisinin daha yoğun olduğunu bilmiyordum.


" Sigara içiyorum. Sen nasılsın Melis?"


" İyiyim. Arkadaşım birazdan gelecek. Gideceğim. Hatta geliyor. Arkadaşıma selam vermek ister misin? " dedi.


" Hayır, teşekkür ederim. Sana geri kalan gününde başarılar. Çakmak için rica ediyorum. "


Kadının bir anlığına bakışları değişti. Aceleci bir tavırla yanımdan uzaklaştı. Tiksinti duygumun daha yoğun olduğu bilincine tanıklık ettim. Sabah yürüyüşüne devam ettim. Kendimi birkaç dakika içinde evimde buldum. Evi toparladım. Esma birazdan gelir .