Bilmiyorum hitabını kurtarabilir mi bir oğul yazacaktım başlığa. Başlık, başlamaktır esasında. Dağda, görürsen o güzelliği dağ da şaşar avazınca. Nasipmiş ayrıca, her şey nasipmiş ulan şu hayatta. Bozuk bir plağı bozup bozup tekrar dinlemekmiş kafatasımın tam ortasındaki yara. Beğenmiyorlarmış ben yazınca. Yazıp yazıp durdum ısrarlıca. İmlaymış sorun bağlammış ayrıca. Hadi lan ordan diye vurdum saksıya. Saksı ya, saksı. 

Nasipmiş dedik her şey nasipmiş kâinatta. Öyletmişte neymiş nasip kelime anlamında? Belirledi demekmiş kelimenin kök tarafında. Yani nasip, Allahmış aslında. 

Allahmış her şey aslında. 

En karanlık gecenin ufku da.

Kağıttan yapıp, denize değmeden yırttığım gemiydi galiba.

Yok yok öyleydi.


Anlam var, her yer anlam dolu ama atayamıyorum hislerime sanırım. 


Ah be.