Bir yerlerden ayrılmak neden bu kadar zor gelir? Uzaklaşmak mıdır bizi üzen, yoksa bitişler mi? Geçmişte koşarak gitmek istediğimiz o şehirlerden tam da koşma vakti geldiğinde neden kolayca ayrılamayız. 


Ayrılık denilen bu kavram, sadece insanlarla olan ilişkimizi kesmemiz anlamına gelmiyor aslında. Şehirlerden, evlerden, sokaklardan ve tanıdık kaldırımlardan ayrılmak da gerçek bir ayrılık sayılmaz mı? Zamanında bizi çok üzmüş o yollar, ağladığımız, bazen de oturup sigara içtiğimiz o kaldırımlar. Hepsini geride bırakmak pek de kolay değilmiş. Böyle dediğime bakmayın bunlardan ayrılmayı zorlaştıran yine insanlar. Sokaklarında birlikte yürüdüğüm o insanlar, kaldırımlarında soğuk bir gece yarısında yan yana sokulup sigara içtiğim o insanlar. Sokak lambasının ışığında sohbet ettiğim, beni çok güldüren, bazen de beni çok ağlatan o insanlar. Beni çok seven o insanlar, beni çok da sevmeyen eden o insanlar.

Hepsine veda ettim bugün. Nereden baksam beş senedir yaşadığım, çok şey öğrendiğim o şehre, üniversite arkadaşlarıma veda ettim. Artık iki yabancı olduğumuzu bildiklerime içimden veda ettim. Ne çok veda ben etmişim bugün. 

Neyse, vedaların ardından yeni başlangıçların geldiğine inanmak isteyenlerdenim ben. O yüzden bugünü unutmak istemiyorum. Unutmaktan deli gibi korkuyorum ben, o yüzden yazmayı çok seviyorum. Hislerimi, düşüncelerimi burada paylaşabildiğim için mutluyum. Hep veda edecek değilim, teşekkür de edeyim.



Teşekkürler Bubi!