Evrenin büyüklüğünü sonsuzluğunu düşündükçe her şeyin gelip geçici olduğunu düşünüyorum.
Yüzyıllar sonra şu an yaptığım şeylerin, çektiğim dertlerin hiç bir anlamı kalmayacak. Hatta belki şuan toplumun çektiği genel sıkıntılar yüzyıllar sonra minik problemler olarak görülecek.
Yaşayacağım topu topu 70-80 yıl olacak.
Bizden önce de çok uzun bir yaşamın olduğunu düşünürsek ve bizden sonra gelecek ömürleri…
Benim ömrüm onların yanında kısa bir zaman dilimi olacak.
Daha geçen hafta neler yaptığımı, neler yediğimi hatırlamadığım gibi haliyle herhangi biri de benimle ilgili olan şeyleri, üstünden bir hafta gibi kısa bir zaman geçmesine rağmen, hatırlamayacak.
Peki bu süre bir hafta yerine bir ömür olsaydı...
Kimse, hiç kimse beni hatırlamayacak.
Demem o ki her şey gelip geçici.
Size bahşedilen bu ortalama yetmiş-seksen yıllık ömrü nasıl geçirmek istersiniz?
Durup biraz düşünün.
Elbette bunun üzerine sınırsız düşler kurabilir insan. Her ne kadar günün sonunda çoğu hayalini yaşayamayacak olsa da…
Bu düzen değişmedikçe, her insan kabataslak aynı şeyleri yaşayacak. İlkokuldan üniversiteye kadar çekilmez bir okul hayatı sonra da iş, evlilik derken kendine bahşedilen kısacık ömür geçip gidecek hem de başta sorduğum soruya verilen cevaplardaki büyük küçük hiçbir hayalini gerçekleştiremeden geçip gidecek.
Bazıları bu durumu hiç fark etmez, bazıları fark etse bile boyun eğer, bazıları da karşı çıkmaya çalışmaz bile.
Karşı çıkılması gereken şeylerden kastım siyasetle veya ekonomiyle ilgili olan engel değil, benim bahsettiğim ve benimle birlikte başkalarının da yenmesini istediğim engel, toplumsal baskı hatta bir noktadan sonra kişinin kendine yaptığı baskı.
Ben siyasetle veya politikayla ilgilenmiyorum, zaten onunla ilgilenen tonla insan var. Ben daha çok aile içindeki, arkadaş ortamındaki, bireyin kendi içindeki psikolojisi ile ilgileniyorum.
Etrafımda asla istediği şeyleri yapamayan, sürekli birileri tarafından baskılanan, kendine ve hayatına değer vermeyen, verdikleri değer de başkaları tarafından çalınan insanları gördükçe çok üzülüyorum ve onları "adım" atmaları için doğru yolu göstermek istiyorum.