“Sanat eseri sorulara cevap vermez, yenilerini tetikler; ve eserin özündeki anlam, çelişkili yanıtlar arasındaki gerilimde yatar.” 

— Leonard Bernstein, "Maestro" filminden alıntı —


Bu platforma giriş yapıp yarattığım şeyleri paylaşırken hala büyük bir şüphenin içindeyim ama yine de devam edeceğim. Bu platforma beğenilmek için değil 2 sebepten giriyorum:


1. Eleştirilmek ki siteye baktım bu çok yok. Yani insanlar birbirlerine çok yorum yapmıyor. Amacım okunmasıymış ya da beğenilmesiymiş bu da değil, s**imde değil yani bunlar. Yaptığım paylaşımlar sonunda bana, düşündüğüm şeylere, hissettiğim şeylere, yarattığım şeylere; karşı çıkılsın, tartışalım istiyorum. Beğenilmekten, övülmekten, sevilmekten çok karşı çıkılmak, eleştirilmek istiyorum çünkü hem bana karşı çıkıldığında veya eleştirildiğimde anlaşıldığımı daha çok hissediyorum hem de çok çok uzun süredir sadece yaratım yaptığımdan dolayı içimde bir "ben put"u oluştu ve içimdeki benlerin bir kısmı ve bu puta inanmaya başladı. İçimdeki bu "ben put"unu yıkacak ben'in bunu yapmak için ihtiyacı olan şey eleştirilmek, karşı çıkılmak ve bir şeyleri tartışmak.


2.Bu 1.siyle aynı sebep: Yaratmak hakkında ve yarattığımızı şeyler hakkında konuşabilecek arkadaşlar bulmak. Kendimi bir şekilde ifşanın yolunu bulmalıyım ki arkadaş edinebileyim. İçimde; fırtınalar kopuyor, gün batımları, şafaklar, sisler, yağmurlar, şimşekler...vb. geçip gidiyor ve bunları yazarak paylaşsam da bunların hissinin, hislerin, düşüncelerin dagla dalga vurduğu anlarda o yaratım enerjisi ile yerinde duramayan kendimin bunları aynı şekilde hisseden, yaşayan, dert eden insanlarla paylaşmak benim için çok büyük bir eksiklik. Acınası veya sefil durumda değilim, sadece durumumu biliyorum ve gündemde tutarak ilk doğru fırsatı kolluyorum ve bunu çözmek için hazır olmak istiyorum. Yalnızlıktan kaçmaya çalışmıyorum çünkü onu çok seviyorum ve aslında yaratım sürecimin temeli yalnızlık; ancak içimdeki bazı benlerin sapkınlaşmasına neden olan bir "ben putu" var ve bunun sağlıklı bir şekilde çözülmesi için bu anlattığım şeye ihtiyacım var.


Bu platformda yaptığım ilk paylaşımda bir kişi yorum yaparak beni eleştirdi. O kadar saçma buldum ki yazdığı şeyi, bu beni sinirlendirdi ve saçmaladığını düşündüm. Sonraki günlerde, hiç tanımadığım birinin beni tanımadan sadece yaptığım paylaşıma yaptığı bu eleştiri ve sonrasındaki saçma buluşum ve öfkem... işte, kendi içimdeki "ben put"u ile içimdeki benlerin bir kısmını sapkın bir yola getiren o misyoner: Kibir. Bu yorum ve sonrasında gelen öfke sonucu farkındalık ile içimdeki bu "ben put"unu az da olsa yerinden oynattım.


"Onun dost mu düşman mı olduğunun temelde bir anlam taşımadığına dair bir his geri geldi. O konuşulabilecek biriydi. Belki de sevilmekten ziyade anlaşılmak istiyordu."

— 1984, George Orwell —


(Not, Resimle alakalı: Filmde karakterin kızı, babasına ait bilmediği "normal dışı/toplumda kabul görülmeyen ve ayıplanan" kişilik özelliklerini ifşa eden bir takım geçmiş zaman dedikodularını duyar. Burada, resimde, bu durumdan rahatsız olan kızına rahatlaması için yalan söyler ve inkar eder. Ancak bunu söylerken onun için yaptığından kaynaklı mutluyken, kızının bu yalan inkardan sonra çok rahatlaması onu incitir çünkü inkar etmeyip de gerçeği söylediğinde bu rahatlamanın tersi şeklinde kızında gerçekleşecek yıkımı anlayamaz, anlamak istemez.)