Kalbi çürümüş insanların arasında yaşamaktan çok sıkıldım, neden diye sorulmasını istemiyorum artık, “neden?”


Her zaman zorunda mıyız bir neden bulmak, nedenini anlatmak,, beni üzüyorsun neden diye sorduğunda cevap vermek zorunda mıyım?

Ben söyleyeyim, hayır, değilim.

Biz şimdi buradan bir adım daha ileri gitsek geri dönebilir miyiz? Kendimi yokuş aşağı bir patikadan yuvarlanıyor gibi hissediyorum şu sıralar. Ama hep aşağı, hep aşağı...

küçüklüğümde rüyalarımda hep bir balkondan aşağı bırakırdım kendimi ve durmadan düşerdim, hiç durmadan... Ta ki rüya sona erene dek...


Geçenlerde ne düşündüm biliyor musunuz? Belki saçma gelecek ama çimler biçilirken canları yanıyor mudur diye düşündüm, düşünsenize, tam büyüdünüz, serpildiniz, etrafta çok güzel kokular açıyorsunuz ve bir makine gelip, kocaman bir makine gelip sizi kökünüzden kesip öldürüyor. Kendimi bazen bu biçilen çimler gibi hissediyorum.

Bir yalan bulsam ve insanlar bana hiç sormasa o malum soruyu, “neden?”

Ben gerçeğe doydum, gerçeklere karnım tok. Şimdi biraz daha uyusam, biraz da kederli şarkılar biriktirsem içimde... Ta ki düşlerimi bulana dek...