Hayatımız kırık bir testi ile su taşımaya benziyor. Doldurduğumuz ve heyecanla eve götürdüğümüz o testinin bomboş olduğunu görüyoruz ve dehşete düşüyoruz. Her seferinde yaşıyoruz bunu ve her nasılsa başımıza geleni unutuyoruz. Bu garip döngüyü neden kıramıyoruz? Eğer ki sıkıldıysanız bu olup bitenden, size yardım etmek isterim. Kırıklıkları düzeltmemiz lazım. Kırıklık tarihimizin başından geliyor. İlk insandan bu yana aramızda asla kapanmayan bir boşluk var. Asla birleşemediğimizi hissediyoruz. En yakınımız olan insanlarla bile bir mesafemiz olması bizleri rahatlatıyor ve bir şekilde yalnız kalmanın yolunu arıyoruz. Hesaplarımız hep bireysel menfaatlerimize yönelik. Bu da yaptığımız her türlü eylemin kendi yararımıza doğru olmasına sebep oluyor. Asla tek bir noktada birleşemememizin basit sebepleri bunlar. Kendimizi düşünüyoruz.
İnsan bir şekilde bu çıkmazın kendisini çok yorduğunu ve her çalışmasının kırık bir testide su taşımak gibi olduğunu kavrayabilirse artık bu işten kendini sıyırıp almak isteyecektir. Çünkü bunun asla bir sonu yoktur ve sonsuz bir çaba karşılığında hiç denecek kadar az bir haz vardır. Kim aklıyla bunu kabul eder ki? Ancak bizler bunun dışında hiçbir şey yapmıyoruz ve mutsuzuz. Nasıl mutlu oluruz?
Devam edecek...