Acıyı çaldım ben, çam ağaçları arasından
Anılarla doluydu, temizledim canhıraş
Hiçliği kazıdım ben kollarıma
Gözlerimden kan aktı, ilk kez bir insanın gözlerinden kan akmıştır dedi Suahi
Yalnızlığım, tekliğim perçinlendi biraz da ona ağladım
Kansı...
Kaçmak istedim içimdeki her şeyden
Sonra yarı yolda döndüm, içimdeki her şey çıkınca benden
Kalmıyormuş bir şey de bende
İdraki keskin ölü kokusuydu, beynimden vurulmuşa döndüm
Sahi beyninden vurulanların da mı akmıyor gözünden kan
Yok dedi Suahi, "Yüzde yetmiş gerçek yüzde on bana inat."
-Eksik şeyleri doldurmamalıyız demişti zamanında
Dediğinden beri sözünün ardında Suahi
Ben olsam çoktan yapıştırmıştım, "Yüzde yirmi öylesine."
Aza kanaat edenler bulvarında yürüyordum, düşüne düşüne
istikrar ve dirayet, yani Suahi
Sonra "Çok" çekti canım, hamile bir kadından hallice
Çoka aşerdim yekten
Azdan çıktım, Suahi'yi orda bıraktım
Ne tas ne kebap, ne taş ne kuş
Bulamamak çoğu, atanın sözünden sebep
Bulunamamak çokta, çokta umurumda değil hani
Birazcık...Yokluğu ağlatmaz yani beni gözümde kanlarla
Suahi katılmaz buna fakat kimin umurunda
Suahi de ben de...
Oray Köseoğlu
2022-04-09T23:00:11+03:00Kesinlikle anımsattınız. Gayet başarılı bir eser. Rica ederim ((:
Esra Şanlı
2022-04-09T22:36:15+03:00Teşekkür ederiim:)Garipçilerin yeri çok başkadır bende,anımsattıysam ne mutlu bana:)
Oray Köseoğlu
2022-04-09T21:54:48+03:00Şiirinizi Garipçilere yakın hissettim. Sanırım en çok sevdiğiniz tarz ki ben de çok severim. Şiirde kuralsızlık harika bir anlam ve bütünlük yaratmış. Bayıldım açıkçası. Tebrik ederim ((: