Sonunu bilmediğin yolların başlangıcıyım.
Ben, düşünmeden imzaladığın o boş kağıdım.
Yıllardır su alan ama batmayı başaramayan,
O kıçı kırık sandalım.
Ben, gözyaşlarını astığın balkondaki mandalım.
Adını anarak bütün yolları adımladım.
Sona yakınım.
Sana uzak.
Ben, hayallerini köşeye sıkıştırmış pis bir tuzak.
Yenilgilerden tek parça çıkabilmekti umduğum.
Ama umutlarımdan parçalardı bulduğum.
Sustuğum da oldu, durduğum da,
Hiç koşmadan yorulduğum da oldu.
Gözlerim nedensiz de doldu,
Neden varken gözlerimin kuruduğu da.
Issız yollarda bir zamanlar kalabalıktı.
Ben tenhalıktan çok uzaktım.
Bir zamanlar.
Masalmış gibi anlatıyorum sana hayatımı.
Ama sonu mutlu bitmeyecek şimdiden duy bunu.
Bak, bu benim umudum.
İstersen sen vur bunu.
Hedef tahtasından farksız nasıl olsa.
Gelenler çoktan gitti.
Umudumu öldürdün çok mu?
Bağırıyorum yıllardır sesimi duyan yok mu?
Başlangıçlara alışamadan kara fon üzerine bir yazı düşüyor.
Bu, bu şiirin sonu mu?