Evdeki fazla dergi yükünden kurtulmaya çalışırken Bilim ve Gelecek'in bir yazısına rast geldim. Vicdanizm ve neopeygamberlik adlı Alp Atamanalp yazısı :


"Kimi insanlar sosyalizmin evrenselci ve radyonel söylemine başkalarından daha duyarlıdır. Dar maddi.. Çıkarlardan farklı olan evrensel insani değerlere bağlanmaya daha yatkındırlar. İşte bunlar sosyalizm hareketinin tabanını oluşturur.


İçimizdeki milliyetçiyi öldürelim, içizdeki cinsiyetçiyi öldürelim, içimizdeki homofobiği öldürelim, içimizdeki militaristi öldürelim, içimizdeki dinciyi öldürelim, içimizdeki diğer günah tohumlarını öldürelim. Günahlarından arınmış peygamberlere dönüşelim. Bunu vicdan için yapıyoruz. Şimdi vicdanizmin siyasallaşan özneye yaptığı bu önerinin alıcısını düşünelim. Çok sınırlı sayıda r ydın kesimi. Bunlar, diyelim onbinler, milyonlardan karşıöık bulamadıkça yalnızlaşır ve onunla benzer, günahlarından arınmışlarla peygamber tekkelerine dahil olur. Sosyal ve Siyasal ihyaçlarını bu tekkelerden karşılayarak ve dünyaya lanet ederek yaşamını sürdürür. Değiştirme/dönüştürme isteği yerini lanet etmeye bırakır. Bu peygamberleşmiş özne, topluma yabancılaşmaya başlar.


Vicdanizm öznenin gözlerini toplumdaki cevherlere kör eder, içindeki devrimciyi öldürür ve yerine bir keşiş koyar. Vicdanizm düşünsel tembelliğe neden olur. Vicdanizm iç sıkıntıları olan siyasi özneyi rahatlatan bir yogaya dönüşür.


Emperyalizmin ve kapitalizmin en büyük başarısı Solu bütün ileri değerlerinden koparıp, böylesi makbul bir vicdan solculuğu yaratabilmesidir. "


Tekrar farkettim ki ben bir vicdan solcusuyken, Allah büyüktür deyip Allah'a sığınmışım. Sol ise sınıf siyasetinden kimlik(alevi, kürt, lgbti vb) siyasetine dönüşmüş.


Allah büyüktür, mazlumun yanındadır.