Kaçmak.

Kelimelerle boğuştuğum bir günün ardından yine bir eyleme bıraktım kendimi. Hâlihazırda kullanmaktan ziyade yaşadığımız durum. Kelime diyerek sınırlandırıyor muyum kendisini, bilmiyorum. Belki de kendisi diyerek çok anlam yüklüyorumdur. Sözlükte, saklanmak olarak geçiyor.

Kimden saklanıyoruz? Neyden saklanıyoruz? Sustuklarımızdan mı, yaşadıklarımızdan mı, insanlardan mı?

Saklanan mı suçlu, sebebi mi?

 

  Kendimiz olamıyoruz çoğumuz. Arkasına sığındığımız benliğimizden kaçıyoruz. Hislerimize duvar ördük, içeriden sadece biz görüyoruz. Dışarıdakilere kilitledik kapıları. Düşüncelerimize kelepçe taktık, başkalarının fikirleriyle hareket ediyoruz. Gözlerimizi bağladık, yol göstermelerini bekliyoruz. Hayallerimizi susturduk, diğerlerinin konuşmasını dinliyoruz. Yanımızda bir gölge olmalı, yanmaktan korkuyoruz. Düzen böyle devam ediyor. Saklanan da suçlu oluyor, saklatan da.

 

 Kendimize olan güvensizlik beraberinde getiriyor yok olmayı. Matruşka gibi bedenlerimiz, hangimizi açsan içimizden diğeri çıkıyor. Çoğumuz bir olmayı yanlış anladık sanırım, hepimiz birebir olmuşuz. Yapacaklarımız başkalarının gözünde ne kadar önemliyse o oluyor önceliğimiz. Yapamazsın derler, yapmayız. Hayallerimizi, hedeflerimizi gerçekleştirenlere ne dediler? Biz de onları duymak istiyoruz. Bizi de yola koyabilmeleri için başka bir sese ihtiyacımız var. Bizi de alkışlasınlar. Takdir görecek işler yapmalıyız hepimiz. Kör taklidi yapmalıyız gerçeklerin karşısında. Sağır olmalıyız duymak istediklerimize, dilsiz olmalıyız konuşacaklarımıza. Böyle saklanıyoruz kendimizden. Böyle ayrılıyoruz yolumuzdan. Yavaş yavaş toprak üzerinde bir yük olmaktan ileri gidemiyoruz. Takip ediyoruz çoğunluğu kurda yem olmamak için. Birer robot oluyoruz âdeta. Oysa çok seviyoruz yaşamayı. Çocukların mezara girdiği dünyada seksen yaşındaki insan biraz daha yaşam istiyorsa güzel olmalı hayat.

 Robotlaşmamak için düşünmeliyiz. Gelişmek adına üretmeliyiz her geçen gün. Fikirlerimiz olmalı korkmadan savunacak. Hayatımızın hayal ettiğimiz yerde olabilmesi için en azından çabalamalıyız. Söyleyemediklerimizi konuşmalı, duymadıklarımızı dinlemeli, görünen her şeye başka bir gözle bakmalıyız. Yaşamak budur. Yaşamak aldığın nefesin, sahip olduğun nimetlerin, insanın kendisinin farkında olmasıdır. İnsan hayatı sezebilmek içinse kendisi olmalıdır.

Yine de kaçıyoruz hayattan, yaşamayı bu kadar çok severken. Kaçıyoruz insanlardan, yalnızlıktan bu kadar nefret ederken. Kaçıyoruz kendimizden, başka türlü nasıl kurtulabiliriz ki?