Bizi gerçekten tüm etkisiyle kendisine uyarladığını buna zorladığını hissedene ve kaçacak hiçbir yer kalmayana kadar yani kaçabildiğimiz yere kadar...
Bu doğamız yani kimse birden ben tüm gerçekleri keşfedeceğim ve hayatı buna göre yaşayacağım demiyor. Yani böyle bir fikir dahi yok. Bu yüzden biz gerçeklerin sürekli etkisi altında bulunduğumuz yalan koşullarından gerçeğe doğru yavaş bir ilerleyiş içindeyiz. Yavaş olmasının temel sebebi gerçek değişmiyor ve hareketsiz. Sanki mutlak bir şey ve yediğimiz bazı gıdaların bizi zehirlemesi gibi bu durum bir kural olarak kalacak birlikte bu kurala uyum sağladığımız ya da o sağlamadığımız kadarıyla iyi ya da kötü etkiler alacağız. Ben bana zehir olan gıdalardan uzak durursam zehirlenmeyeceğim ve hayatımın kalitesi daha yüksek olacak, daha mutlu olacağım ama tüm algımız bizi keyif veren şeylere hızlı bir şekilde ulaşmaya en az çabayla en çok hazzı alıp bir dinlenme halinde olmaya götürüyorsa hiçbir şekilde gerçek denilen şeye doğru adım atamayacağız. Bu nereye kadar devam edecek diye sorduk ve gerçekten artık bize pes ettirene kadar. Çünkü gerçeklerle bir şekilde orada ve ben hala zehirlenmeye devam edersen gerçek eninde sonunda kendini gösterecek ve zehirleneceğim.
Devam edeceğim...