Zihinler hep bir şeyle meşgul. Hangi insan teki kafasını kaldırmaya cesaret edebilmiş bu düzenin dışına çıkmak için? Önümüze sürülen yumakları çözmeye mecbur muyuz? Hangi dünyaya kulak kesilmişsek ötekine neden sağır oluyoruz? Zerreden yola çıkmadan küreyi kavrama çabasının akıntıya karşı kürek çekmekle aynı ifade olduğunu ensemize inen tokatlarla hâlâ idrak edebilmiş değiliz. Ben şairler kadar yürekli, savaşçılar kadar acımasız değilim. İdrakimin bana yaptığı aşılardan yalnız birisidir bu. Gönlümüzde olanlarla ötekileştirdiklerimizin sebebi kendi çıkarlarımızın bir dışa vurumu değilse neden uzuvları yara bere içinde olan bir bedende yaşamaya can atıyoruz? Sistemin sürüklediği uçurumun eşiğindeyiz, ellerimiz buna dur hareketi yapamıyorsa artık kafamızı kaldırıp etrafımızdakilerin farkına varmanın sırası gelmedi mi?