Herkesin hayatı bir mevsime denk düşmüş ise, benim hayatım kara kış dedim. Uçmak istesem kanatlarım kırılır dedim. Herkesin sesi duyulur da benim sesim boş semaya yükselir. Hayatım kara kış değil, kara kışın kendisi benim; fırtına, kasırga dolu... daha niceleri benim. Acıların eşiğinde durmam ben, acının evi olurum. Hem yarım akıllı sayılırım, ciddiye alınmaz söylediklerim. Kimsesizlerden de kimsesizim, ben kimsesiz miyim? Bu kimsesizlik ile ölene kadar inkar edeceğim o yaratıcının kudretine sığınırım bana işaret vermesini beklerim. Bir çıkış yolu dilerim. İnkar ettiğimin kapısına dayanmış, ya medet derim. Acizlik mi bu, pek âlâsı. Deli gönlümle, yarım aklımla baş başayım bu gece. Onlar benim rehberim, pusulam. Doğruyu göstermezler fakat yollarını yol bellerim, vururum sırtıma yükleri nereye işaret ederlerse oraya giderim ve gariptir ki aynı ıstırabı yaşamam gerektiğini, bundan beslendiğimi söylerler bana. Haksızlar mı? Asla. Geçerim en körpe yanımdan, kadın olurum sonra da tekrar tekrar doğururum kendimi. Bu hallerim de hayra alamet değil ya neyse...