Ah o dağların şen bilgisi
Çürümenin esrimenin ataleti
Sarıp beni koynuna uyut Morpheus
Bana ölüler dilini öğret Hades
Ey tanrılar
Külleri toprağa inmeyenler
Ocakları sobaları titreyişi bilmeyen
O yalıncak yaşam
Gözümün şapkası
Bulutlardan ekmek devşiren eller
Ve ey ey gidi
Yaylaların ruhta yarattığı o eşsiz dağılım
Bakın nasıl da parlıyor Kafkas'ın gülü
Yaşamayı bilenler şimdi dağlara kaçtı çoktan
Çetelesi paramparça edilen şehrin iki yüz elli yüzlü sfenksini parçaladı
Görün nasıl yaşanır
Görün incesini surette kalan lekesini
Ve nasıl çalınır rüya
Nasıl...
Ah çıldırmadan alıp gitsem başımı
Ah kendi celladım olmadan...
Ah yukarılar ah küçük benliğim
Nasıl da koşar dururdun bir doğanı avlamak için
Serçeyi kurtarıp nasıl yem oldun avcıya
Ey elime gelen taşın saklı talihi seni ben bir daha elime almadım
Taş kesildikten sonra.
ETHER
2022-08-19T22:38:08+03:00Herkese Teşekkürler.
Melis Yüksel
2022-08-18T17:49:44+03:00Çok güçlü bir şiir, tebrik ederim.
Haneke
2022-08-18T15:02:56+03:00İyi şiir.