İçimden bir şeyler kopuyor. Adını koyamıyorum. İçtiğim su bile boğazımda kalıyor.
Her sabâh güneş doğduğunda avuçlarımdaki umudu öpüyorum. Bir ışık yakıyorum gözlerimde.
Karşımda, hiç durmayan bir sâat! Gün geçti, ay geçti, yıl geçti...
İçimden kopup da içimi koparan adını koyamadığım şeyler, boğazımda koca bir ukdedir şimdi.
Ve her sabâh güneş doğduğunda öptüğüm bir tutam umut, gözlerimde yanan ışığı söndürdü.
Yürüdüm, dar ve karanlık sokaklarda.
Erişemedim, o uzak diyârdaki gülün ıtrına.
Dünya, siyâh bir gece kadar meyûs.
Bazen de beyâz bir kelebek kadar mesrûr.
Ben, mesrûr bir şarkıdaki meyûs bir söz kadar nihân...