beni kaç kez siler hafızan durduğumuz duraklarda,
kaç kere daha görürüm seni yabancı gibi,
kahkahalarla geçtiğimizde sokaklarda?
tanımadığımdan değildi sevgilim,
tanımadığından değildi.
geçmek gerekirmiş bazen hiç ses etmeden.
bunu da öğrettin ya bana.
bakmak gerekirmiş bazen,
seni oralarda göremeden
fakat gülüm, fakat çiçeğim
kırdığın ilk oyuncağı bilirim ben,
saptığın ilk yolu eve giderken.
bir takım giydirmişlerdi ya sana,
fotoğrafını çekerken,
onu anlattın bana,
sesine sazın eşlik ederken.
saçlarımı ördüydün öyle aniden,
bi' yerlerde otururken.
şimdi yanımdan geçip gidiyorsun,
bir ‘hişt’ demeden.
bilmem haberin oldu mu ama,
beraber büyüdüğümü kaybettim kavgada.
adını bir mezar taşına yazdılar,
henüz 18 yaşında
oysa ben aramıştım seni,
büyük depremin kaybında.